Beklenen mevsim: İlkbahar
Karanlık kış günlerinin ardından ilkbahar, sezonlukları giymek, açık alanlarda arz-ı endam etmek için yetti bile. Geçen hafta sonundan beri tüm planlar şehirden çıkmak üzerine kuruluyor. New Yorklular Hamptons'a, Londralılar Surrey'e kaçarken bizler bu havada şehir dışına çıkmazsak olur mu? Hem de Forbes dergisi bu iki şehrin hemen ardından İstanbul'u, 'En Zenginler' listesininin dördüncü sırasına koymuşken. Kilyos bu zamanda en güzel alternatif. İkinci tercih Anadolu Kavağı; gidiş yolundaki doğa muhteşem! Deniz yolu sevenler Adalar'da, Ankaralılar Gölbaşı'nda, İzmirliler ise yine Çeşme'de keyif çatıyor. Kilyos'ta iki alternatif var: Dalia ve Uzunya Beach Club. Burayı İstanbullulardan önce İstanbul'daki yabancılar keşfetmiş gözüküyor. Etrafta İngilizce, Almanca, Fransızca hatta İspanyolca konuşulduğunu duymak, altın sarısı çocuklar görmek fazlasıyla normal.
AKSESUVARLAR HEP AYNI
Güneş uğruna çıkılan yolda tüm gözlükler kemik çerçeveli ve açık renk. Ray-Ban'in Wayfarer ve Aviator modelleri de bu sezon pek moda. Zaten bir gözlükler bir de çantalar hep aynı. Sissirossi'nin çantaları asıldıkları sandalyelerin arkasında ilk göze çarpanlar. Geri kalanlar farklı marka ama hepsi de yumuşak omuz çantaları. Bir de herkes açık renkleri tercih etmiş. Çantanın açık rengi güzel de, bembeyaz bacaklara kısa giymek olmaz. Doğal olarak herkeste jean var. Görünen o ki Seven For All Man Kind ve Topshop bu sezon iyi iş yapmış. Ortak marka tercihinin sebebi belli; bu kesimler basen ve bacakları bir beden küçültmüş. Mont giyenler de var ama etraf tişört ve kalın hırkadan geçilmiyor. Tişörtleri See by Chloe etiketi taşıyanlar göğüslerini gere gere dolaşıyor; üzerlerindeki yüz motifi iyi görünsün diye sıkça sıcak basıyor, hırkalarını çıkarıyorlar.
GÖZE BATANLAR
Saat 14.00'de etraf hınca hınç. Zaten 'Rakıbalık' bir klasik. Kahvaltıymış, brunch'mış kalkan'ın yerini tutar mı? Dalia'da meze olarak gelen hamsi ve istavriti de herkes porsiyon porsiyon ısmarlıyor. Rakı kadınlar için biraz ağır kaçıyor gibi. Rakı yerine bira ve patates ısmarlayan masalar hiç de az değil. Biralar şişeden içiliyor, kimse telaffuzu zor içkilere meyil etmiyor. Ancak böyle keyif çatanlar önceden rezervasyon yapanlar. Servis delirtici derecede yavaş. Ağır makyajlılar gündüz feneri gibi uzaktan parlıyor. Her ne kadar teleskopik rimelliler azınlıkta da olsa insanın gözüne batmaya yetiyor. En kötüsü ise yeşil lenslerini çıkardıktan sonra 'renkli gözlü kadın' imajlarını, yeşil, mavi hatta mor kalemle devam ettirmeye çalışanlar. Neyse ki W dergisine göre yaz modasının özlü sözü: 'Başaramazsan bile denemeye devam'. Kilyos'ta rahatsızlığı bir de dev aksesuvarlar ve topuklar veriyor. Aslında bunun ceremesini abartılı kadınların kocaları çekiyor. Herkes yemekten sonra sahilde yürüyüşe çıkıyor, topuklu kadınlar ve onları böyle de seven kocaları ise olan biteni uzaktan izliyor.
SPOR AYAKKABI ORTAMA UYGUN
Halbuki topuklular değil, Vakkorama'da satılan Emma Hope marka spor ayakkabılar tüm gözleri üzerine topluyor. Klasik kesimli Hope'ların marjinal dore, lame renkleri ile zebra ve leopar desenlileri kumun üzerinde çok şık duruyor. Daha ucuz ama iddialı bir tarz arayanların işini Converse'ler ve UGG botlar çözmüş. Nike, Adidas gibi markalar kadınlardan çok, erkeklerin ayağına yakışıyor. Bu havalar bebekler için ideal. Neredeyse her masanın kenarına Quinny marka bir puset park etmiş. Bir de Stroke var ki bu marka bebek arabalarının Posche'siymiş. Oturma yeri yüksekte olan Stroke'lerin içinde 'bebekler kendilerini yetişkinlerin arasında kabul ediyor, dışlanmış hissetmiyorlarmış'. Bebeklerin tulumları çoğunlukla Petit Bateau marka, bunlar Akmerkez'de satılmıyor, kapışılıyormuş. Çocuklular ise ilk tercihlerini Abercrombie &Fitch'ten yana kullanmış. Duyduğuma göre GAP Kids Türkiye'ye geldi geleli eski havası kalmamış. Hâlâ kullananlar ise üzerinde çocukları reklam panosuna çeviren GAP yazmamasına dikkat ediyormuş.
Yayın tarihi: 16 Mart 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/16/pz/haber,F324AC8B39CB42EE9652315257F09F2D.html
Tüm hakları saklıdır.