Kulübün başkanı son 11 maçta sadece bir kez kazanabilen takımının sahasındaki son 21'lik yenilgisinin ardından teknik adamını kovdu. Geçen sezon son haftada kümede kaldıklarını unutmuştu. Ara transferde aldığı flaş oyuncudan ötürü son derece kızgındı teknik direktörüne.
Başkanı Ahmet Gökçek, teknik direktörü Hikmet Karaman, kulübü de Ankaraspor sandınız; ama değil.İtalya'da Parma'nın 33 yaşındaki başkanı Tommaso Ghirardi, teknik direktörü Domenico Di Carlo'nun görevine böyle son verdi. Yerine de Mallorca ve Real Betis'te başarısızlığı tescilli Hector Cuper'i getirdi.
Ankaraspor'un hikayesine ne kadar çok benziyor değil mi?
Hikmet Karaman, Ankaraspor'u sekizinci haftada son sıradayken almıştı. 24. haftada 24 puanla küme düşme hattının hemen üzerinde bıraktı. Tıpkı Di Carlo'nun bıraktığı noktada.
Yerine Çaykur Rizespor'da başarısız olup tıpkı Cuper gibi görevi bırakan Saffet Susiç getirildi.
NASILSA FIFA'YA GİTMEZ Karaman, Ankaraspor'la imza töreninde
"İyi çalışıp, sezonu iyi bir yerde bitirmiş bir teknik adamın yeni sezonda devam edip, etmeyeceği yöneticilerin elinde. Stajyer yabancı antrenörlere bile takımlar teslim edilirken, yerli teknik adamlara değişik gözle bakılıyor. Bizler, sürekli takım değiştirmek istemiyoruz. Zor şartlar altında çok çalışkan davranıyoruz" diye konuşmuştu.
Karaman'ın görevi bırakması geçen hafta kaynadı gitti. Hikmet Karaman, Güvenç Kurtar ve Yılmaz Vural zaten evladımızdı. Çağırılınca gelirler, ayrılırken
"Tazminatımı verin; yoksa FIFA'da yakarım sizi" diyemezlerdi.
Bir teknik adamın yerine koyun kendinizi.
Çocuğunuzun okulu var, eşiniz onun yanında kalmalı. Gidersiniz bir yere. İdman sahası yok, futbolcuyönetici laubali olmuş, taraftar "Para verdik. Nerede sonuç kardeşim?" diyen yerel basının gazına hemen gelir. Yabancı teknik adamı aslanlar gibi savunan başkanlar, hoca yerliyse "Benim suçum yok" deyip suçu hemen ona atarlar.
Hikmet Karaman,
"Yarın bavulumuzu toplayıp gidecek, 10 yıl daha görevde kalabilecek bir anlaşma yaptık" demişti.
Bavulunu alıp gitti, Samandıra'da kendisini özlemiş ailesinin yanına.
Bir futbol kulübü yönetmek bu kadar kolay mıdır? 30 küsur yaşındaki Ghirardi ve Gökçek bu tecrübeyi nasıl kazanmıştır?
Bir oyuncu çıkarken teknik adamını tehdit ediyorsa fatura teknik adamına mı kesilir? Ve yerine daha geçen gün başarısızlığı nedeniyle kovulan ama sesini çıkarmayan, radikal olmayan teknik adam mı getirilir?
Bu ülkede ne 30 yaşlarının başında gazete genel yayın yönetmeni var, ne de herhangi bir holdingin başında CEO.
Futbol artık bir endüstridir. 22 adamın peşinde koşturduğu top oyunu değildir. Gençlerin futbolda yönetici olarak yer alması bizi sevindirir. Ama futbolda tecrübe kazanmak zordur. En iyi örnek Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'dır. Şampiyonlar Ligi'ne takımını çeyrek finale taşıyana kadar ne kadar çok hata yapmıştır. Şimdi ona sorsanız
"Yapmazdım" diyeceği o kadar çok şey vardır ki.
DİLBER HEP SUSUYOR Türk futbolunun yönetimi bu noktada kalırsa, ligimiz de Avrupa'da altıncı sıradan yukarı çıkmayı asla başaramaz. Değil mi panellerin, toplantıların ve protokol törenlerinin vazgeçilmez ismi Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği'nin 100 yıllık başkanı
İsmail Dilber ?
Panellerden, gezilerden fırsatın olursa bir açıklama yap da başkanı olduğun antrenörleri bir kez olsun savun!
Yayın tarihi: 15 Mart 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/15//haber,7BA94995B59C4D6B9E3F4B492CC2B86F.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.