kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Mart 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Alpay Şalt (davul) Serkan Özgen (gitar) Kenan Vural (vokal) Kutlu Özmakinacı (bas) Uğur Onatkut (klavye)

Müziğe sadakatle bağlı kalmaya devam edeceğiz

İkinci albümlerinde kendilerini daha iyi ifade ettiklerini söyleyen Yüksek Sadakat grubunun elemanları Patlican'ın şanslı hayranlarıyla bir araya geldi..
- Tolga: Grup kurmaya ne zaman karar verdiniz?
- Kutlu:
Grup fikri 10 yıl öncesine dayanıyor. O dönem başka bir grupta (Flinta) çalarken, ara verip şarkı sözleriyle uğraşmaya başladım. Uğur'a sık sık her şeyin tamam olduğu zaman grubu kuracağımızı söylerdim, şimdiye kadar birçok kişi geldi, gitti, kedimizi hazır hissetiğimizde de grubu kurduk.

- Tolga: Bu aşamaya gelinceye kadar ne tür zorluklarla karşılaştınız?
- Kutlu:
Bu işin kolayı yok. Kendi adıma yaşadığım en büyük sorun, beklemek ve sabır göstermek gerektiğini fark etmem. Psikolojik olarak bu duruma hazır olmak gerekiyor. Hedefe varmak yerine, yolda olmanın bilincine varamazsanız sıkıntı çekebilirsiniz. Yolda olmanın keyfini yaşamayı öğrendik. Öte yandan grup olmanın getirdiği sorunlar var. Mesela grup kuruyorsunuz ve acaba doğru insanlarla mı çalışıyoruz diye düşünmeye başlıyorsunuz.
- Kenan: Grubun en yenisiyim, birçok grup kurdum, dağıttım. Kutlu'nun söylediklerine ilaveten söyleyeceğim, hayata bakışları farklı olan insanlarla çalışmanın zorluğunu yaşadım. Gruba bir aile gibi bakmak lazım. Sorun yaşanır ama sorunların üstesinden gelmeyi bilmeniz gerekiyor.
- Uğur: Benim grupla tanışmam lise yıllarıma denk geldi, Kutlu devamlı solistlerle sorun yaşadıklarını söylüyordu. Kutlu, "Solist bulduk, hadi gel dediği," her zaman Kutlu'yla buluştuk. Bu güveni yaşamak bana iyi geliyor.

- Nilay: Grubun ismi için nelerden etkilendiniz?
- Kutlu:
Aslında Yüksek Sadakat, İngilizce bir kelimenin (High Fidelity) Türkçe'ye uyarlanması. Ama bu kelime asıl olarak bizim müzikle ilişkimizi özetliyor. Müziğin her türlü zorluğuna göğüs gererek, seçimlerimizin arkamızda durmamızın ifadesi. Müziğe sadakatla bağlıyız yani.

- Kübra: Katılmayı düşündüğünüz konser ya da festivaller var mı?
- Kutlu:
Çok, saymakla bitmez. Şartlarda anlaşabildiğimiz, belirli bir ortak noktada buluştuğumuz her ortamda çalarız.

- Nilay: Türkiye'de beğendiğiniz grup ya da şarkıcılar var mı?
- Kenan:
Türkiye'de iyi gruplar var ama ben yeraltında kalmış, kabuğunu kırmaya çalışan gruplara kulak veriyorum. Mesela Sibel Gürsoy'un ismini anmak isterim. İyi bir vokal ve ikinci albümümzdeki Katil ve Maktül şarkısında vokal yaptı. Belki yaşımdan kaynaklanan bir şey ama hala Deep Purple, Europe, Rainbow zamanlarında kalmış durumdayım.

- Kübra: Şimdiye kadar yaptığınız müzikleri kendi beğenilerinize göre mi yoksa hayranlarınızın beklentilerine göre mi hazırladınız?
- Kenan:
Önemli olan bizim beğenilerimiz. Ben vokalistim ve aynı zamanda şarkı sözü de yazıyorum, yazdığımız bütün sözler kendi hayatımızdan yola çıkarak yazdığımız şeyler. Buradaki başarı bizim beğenilerimizin toplumun genelinde de kabul görmesiyle ilgili. Mesela Orhan Veli şiiri okuduğumda neden ben öyle şiirler yazamıyorum diye kıskanmıştım.

- Tolga: Yeni projeleriniz var mı?
- Kutlu:
En büyük proje, ikinci albüm. 18 Mart'da yayınlanacak. İlk albüme göre daha derli toplu oldu. İlk albüme göre daha çok Batı müziğine yaklaştık. Söz olarak da kendi içinde bütünlük taşıyor. Konsepti de, yaşamayı hayal ettiğimiz hayatla yaşadığımız hayat arasında yaşanan çelişkilerin üzerimizde yarattığı baskılar diyebilirim. Bu albüm aynı zamanda Yüksek Sadakat'ın gelecekte neler yapacağının ipucunu verecek.

- Nilay: Hayatınızın filmi hangisi?
- Kutlu:
İlgimi çeken din tarihi, savaş filmleri. Bu tip filmler hoşuma gider ama Seven'ın ben de ayrı bir yeri vardır. Pulp Fiction'ın kurgusunu severim. Şarküteri iyi bir filmdir.
- Uğur: Sonuyla beni şartan filmler hoşuma gider. Koku'nun kitabını da filmini de çok sevmiştim.
- Kenan: Kayıp Çocuklar Şehri ve Şarküteri'yi sevmiştim. Ama beni en çok etkileyen film Il Postino'dur. Blues Brothers yine önemsediğim filmlerden.
- Alpay: Sayılan filmleri ilaveten Alien 2, Olağan Şüpheliler'in finali ve Neredesin Be Birader benim için iyi filmler arasında.
- Serkan: Kuzuların Sessizliği, Olağan Şüpheliler.

- Kübra: Korsana karşı bir önlem alıyor musunuz?
- Kutlu: Alamıyoruz, almak isteriz ama olmuyor. Biz her şeyi orjinal alıyoruz, bu bir önlemdir.

- Tolga: Sinema oyuncusu olsaydınız hangi filmde oynamak isterdiniz?
- Serkan:
Son Mohikan'da oynamak isterdim. Kızılderililer'i gerçekten çok seviyorum.
- Kutlu: Sanırım Platoon gibi bir savaş filminde oynardım.
- Kenan: Film ismi aklıma gelmiyor ama gizemli kötü adam karakterini oynamak isterdim.
- Alpay: Kurtlarla Dans ya da Robinson Crusoe'da oynamak isterdim.

- Kübra: Hayranlarınızın eleştirilerine kulak kabartıyor musunuz?
- Kesinlikle bize yapılan her eleştiriyi dinleriz. Buradaki ölçüt de şu; eğer bizi dinleyenlerde bir rahatsızlık yaratmışsak samimi bir eleştiri var demektir. Eleştiride bir samimiyet hissedersek kendimizi düzeltmek için çaba sarf ederiz.

- Nilay: Çocukluğunuzdaki hayalleriniz nelerdi ve hayallerinize ulaştınız mı?
- Kutlu:
Ben küçük yaşlarımdan beri müzik yapmaya kafama koymuştum ve öylece hayatımı biçimledim.
- Uğur: Kutlu'nun söyledikleri benim için de geçerli.
- Kenan: Çocukken Kris Kristofferson'un Konvoy'unu seyrettikten sonra uzun süre TIR şöförü olmaya kafaya koyduğumu hatırlıyorum. 14-15 yaşımda müzisyen olmak istediğimi hissetim.
- Alpay: Küçüken dalgıç olmak isterdim, daldım. Mimar olmak istiyordum, mimar olamadım ama güzel sanatlarda grafik eğitimi aldım. Daha sonra müzikle ilgilenmeye başladığımda büyük bir grupta çalmak istemiştim, onu da yaptım.
- Serkan: İki tane büyük ağabeyim müzikle ilgilendiği için benim için müzik hep vardı. Ben şarkı söylemek isterdim ama gitar çalıyorum.

- Kübra: Dünyayı değiştirme şansınız olsaydı neleri değiştirirdiniz?
- Kutlu:
Bir bakışa göre dünya olması gerektiği şekliyle kendi sürecini yaşıyor. Bazı ufak tefek varsayımlar üzerinde şekillenen fenomenler hayatımızı etkiliyor. Mesela bundan 2 bin yıl önce dünyaya bir uzay aracı inseydi dünya yine aynı bugünkü gibi mi olurdu merak ediyorum.
- Uğur: Evren böyle güzel.
- Kenan: Benim cevabım John Lennon'un Imagine şarkısında gizli. O şarkı benim değiştirmeyi arzuladığım her şeyi barındırıyor.
- Alpay: Düşündüm de değiştirmek istediklerim bana mantıksız geldi.
- Serkan: Kızılderililer'in yaşamını çok önemsiyorum. Onların yaşadıkları şeyleri değiştirir, yaşamak istedikleri topraklarda yaşamalarını sağlardım.

Tolga: Hangi müzisyenleri kendinize yakın görüyorsunuz?
- Kutlu:
Ben çok geç bir dönemde enstrüman çalmaya başladım ve onun için çalarken etkilendiğim bir basçı yok.
- Uğur: Kesinlikle Bob James.
- Kenan: Benim en çok sevdiğim şarkıcı Freddy Mercury. Deep Purple'ın vokalisti Ian Gillan da önemli bir isim. Popçuları da severim, George Michael'in sesi iyidir. Vokal grubu derseniz Crosby, Stills & Nash.
- Alpay: Ben de davulcu sayayım. Iron Maiden'in davulcusu, Nico Mc Brain.

- Kübra: Grup olarak sahnede kendinizi nasıl buluyorsunuz?
- Kenan:
Belki de gruba en son katılan olarak ben cevap verebilirim. İyi bir enerjimiz var; sanki yıllardır beraber çalıyormuşuz gibi hissediyorum. İlk birlikte konserimizden sonra Serkan bana, "Bu akşam senin için çalıyorum," demesini unutamam.