İLİŞKİLİ HABERLER
AK Parti'ye kapatma davası
AK Parti'ye kapatma davası
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, ''laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği'' iddiasıyla AK Parti'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı.
Başsavcı Yalçınkaya, akşam saatlerinde iddianameyi Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na gönderdi. İddianamede, AK Parti'nin ''laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği'' savunuluyor.
Anayasa Mahkemesi, iddianameyle ilgili ön incelemeyi yapacak, herhangi bir eksiklik tespit edilmez ve iddianamenin kabulüne karar verilirse ön savunmasını yapması için iddianame AK Parti'ye gönderilecek. AK Parti yasal olarak 1 ay içinde ön savunmasını verecek. Ek süre talebinde bulunulursa bunu da Anayasa Mahkemesi değerlendirecek. Ön savunmanın Anayasa Mahkemesine verilmesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya, esas hakkındaki görüşünü bildirecek.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının esas hakkındaki görüşü AK Parti'ye gönderilecek. Daha sonra belirlenecek bir tarihte Yalçınkaya sözlü açıklama, AK Parti yetkilileri de sözlü savunma yapacaklar.
Bütün bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken, gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, gerekse davalı AK Parti ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek.
Raporun, Anayasa Mahkemesinin 11 üyesine dağıtılmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç bir toplantı günü belirleyecek. Üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacaklar.
AK Parti hakkındaki kapatma davasını, 11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi Heyeti karara bağlayacak. Asıl üyelerden herhangi birinin bulunmaması veya emekliye ayrılması halinde 4 yedek üyeden en kıdemlileri heyete katılacak.
Anayasa'ya göre bir siyasi partinin kapatılmasına karar verilebilmesi için nitelikli çoğunluğun oyu aranacak. Buna göre, kapatma kararı için Anayasa Mahkemesinin 11 asıl üyesinin en az 7'sinin oyu gerekecek.
"MİLLETİMİZ MÜSTERİH OLSUN"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, parti olarak 22 Temmuz'da sandıkta verilen temsil yetkisine sonuna kadar sahip çıkacaklarını ifade ederek, ''Bu başvuru, AB ile katılım müzakerelerine başlamış, Atatürk'ün işaret ettiği çağdaşlaşma hedeflerine her gün daha fazla yakınlaşan ülkemize ve aziz milletimize üçüncü sınıf bir hukuk anlayışı ve demokrasiyi reva görmektedir'' dedi.
Fırat, AK Parti Genel Merkezinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından AK Parti'ye açılan kapatma davasına ilişkin yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
''Biz AK Parti olarak 22 Temmuz'da sandıkta verdiğiniz temsil yetkisine sonuna kadar sahip çıkacağız. Milletimizin uzun yıllar boyunca ağır bedeller ödeyerek elde ettiği demokratik ve ekonomik kazanımların bir kalemde silinip gitmesine hiçbir surette izin vermeyeceğiz.
Bu başvuru, AB ile katılım müzakerelerine başlamış, Atatürk'ün işaret ettiği çağdaşlaşma hedeflerine her gün daha fazla yakınlaşan ülkemize ve aziz milletimize üçüncü sınıf bir hukuk anlayışı ve demokrasiyi reva görmektedir. Bir kısım yargı makamları, hukuku, iktidar mücadelesinin aracı haline getirmemelidir. Aksi takdirde bu tür hedeflerden en büyük zararı korkarız ki yine bir gün herkesin ihtiyaç duyacağı yargı kurumu ve hukukun üstünlüğü ilkesi görecektir. Unutulmamalıdır ki, demokrasilerde temsil yetkisinin kaynağı millettir. Demokrasi ve hukuk karşı karşıya getirilemez, getirilmemelidir. Türkiye bu çağda böyle bir tartışmanın içine çekilmeye layık değildir. Bu görüntüyü asla hak etmemiştir.''
Fırat, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın, Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı kapatma başvurusunun ''hedefinin AK Parti değil, Türk demokrasisi ve millet iradesi olduğunu'' ifade ederek, şunları kaydetti:
''Bu girişimle, demokrasimiz ne yazık ki bir kez daha tartışmalı hale getirilmiştir. Anayasamıza göre millet adına yetki kullanan yargı kurumu, bizzat millet iradesinin karşısına çıkarılmak istenmiştir. Türkiye'ye demokrasimizin bütün kazanımlarına, milletimizin iradesine ve yüksek menfaatlerine, huzur ve istikrarımıza, dünyadaki itibarımıza yapılacak en büyük haksızlık budur.
Şunu açıkça belirtmek isteriz ki; Türkiye'yi düşünmek sadece AK Parti'nin görevi değildir, bütün kişi ve kurumlar ülke ve millet menfaatleri konusunda sorumluluk duygusuyla hareket etmelidir.
Türkiye'nin demokratik görünümünü, ekonomik dengelerini, güven ve istikrar ortamını bozanlar tarih ve millet önünde bunun vebalini de taşıyacaklarını bilmelidirler. Taşıdığımız iktidar sorumluluğunun da gereği olarak bugün aklıselimi muhafaza etmek, huzur ve istikrarımızı korumak, milletimizi sağduyu ve sükunete davet etmek yine bize düşmektedir.''
''BÖYLE HASSAS BİR DÖNEMDE...''
Millete tam bir kararlılıkla seslendiklerini belirten Fırat, ''içeride ve dışarıda hayati meselelerle uğraşılan hassas bir dönemde siyaseti zaafa uğratmanın, siyasi istikrarı bozmanın millete neler kaybettireceğini herkesin iyi hesap etmesi gerektiğini'' söyledi.
''Türkiye'nin her ilinden, her bölgesinden ve her sosyal kesiminden büyük destek bulan, milletin birlik ve bütünlüğünü temsil eden siyasetiyle AK Parti'nin Türkiye'nin partisi olduğunu'' anlatan Fırat, şöyle konuştu:
''Biz ülkemize ve milletimize hizmet yolunda her zorluğu göğüslemeye devam edeceğiz. AK Parti, siyaset kurumunu ve demokrasiyi zaafa uğratmaya yönelik hiçbir teşebbüs karşısında tereddüte kapılmayacak, milli irade adına siyaset ve demokrasi mücadelesini aynı kararlılıkla sürdürecektir. Biz Türkiye için varız, her şey Türkiye için...''
Bu arada, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, AK Parti Genel Merkezi'nden ayrılırken, gazetecilerin, ''bir açıklama yapacak mısınız?'' sorusu üzerine, ''Sayın Fırat, açıklama yaptı, onun dışında bir açıklama yok'' yanıtını verdi.
REFAH PARTİSİ AYNI GEREKÇEYLE KAPATILMIŞTI
Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın iktidarda bulunan Refah Partisi hakkında, "laikliğe aykırı fiillerin odağı olduğu" gerekçesiyle dava açmıştı. Vural'ın açtığı dava sonucu Refah Partisi 16 Ocak 1998 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından laikliğe aykırı fiillerin odağı olduğu gerekçesiyle kapatılmıştı. Refah Partisi'nin kapatma davası yaklaşık 8 ay sürmüştü. Karar ise Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından açıklanmıştı. Karar sonucu Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan ve partinin bazı üye ve yöneticileri hakkında siyasi yasak kararı verilmişti.
Refah Partisi'nin kapatılmasının ardından Fazilet Partisi kuruldu. Kapatılan Refah Partisi'nin siyasi devamı olduğu gerekçesiyle dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, bu kez benzer bir davayı Fazilet Partisi hakkında açtı. Savaş tarafından 7 Mayıs 1999 tarihinde açılan dava 22 Haziran 2001 de sonuçlandı ve Fazilet Partisi de kapatıldı. Fazilet Partisi için açılan dava da 2 yıl 1 ay sürmüştü.
Fazilet Partisi'nin kapatılmasının ardından kurulan Saadet Partisi'nden ayrılan bir grup tarafından 14 Ağustos 2001 tarihinde kurulan AKP'ye de Refah Partisi'nin kapatılmasına neden olan gerekçeyle dava açıldı. Bu dava ile birlikte "Milli Görüş" çizgisinden gelen partilere yönelik 12 Eylül 1980'den sonra açılan 3. kapatma davası oldu.
İLİŞKİLİ HABERLER
AK Parti'ye kapatma davası
Yayın tarihi: 14 Mart 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/14//haber,639D9597C1EB477BA2605B67C94B1994.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.