Bu yıl kanlı geçecek. Son beş yılda büyüyen festival/konser/eğlence sektörü öyle akıldışı bir rekabetin içine girdi ki, önümüzdeki yaz birden fazla festivalin iptal olma olasılığından söz ediliyor. Geçen yıllarda birçok değerli sponsor firmanın da desteğiyle Türkiye bir festival ve konser cenneti oldu. Hepimiz dünya çapında yeni ya da klasikleşmiş isimleri mahallemizde, şehrimizde görmenin lüksünü ve mutluluğunu yaşadık. H2000'den Rock'n Coke'a, Summer Rocks, Phonem gibi çok özel ve tematik festivallere, Radar Live gibi hayli alternatif ekinliklere iş detaylandı, gelişti. Öte yandan BarışaRock gibi sadece seyircilerinin finanse ettiği etkinlikler de yapıldı ve hâlâ çok büyük ilgi görüyor. İnsanlar tüm dünyada önlenemez bir şekilde müziği bedava dinliyor, ediniyor. Ama hâlâ bedava bulamadıkları şey konserde sahnede duran sanatçı. Peki ip nerede koptu? Dünyada yükselen değer olan konser sektörü Türkiye'de nasıl bu hale geldi, tıkandı? Tek bir yanıt yok elbet. Yine de anlatmaya çalışayım. Pazar büyüdükçe rekabetin artması doğal. Ama sponsor firmalara her gün akıllara zarar projeler ve dosyalar sunuldu. Son iki-üç yılda bir etkinlik patlaması yaşandı ve talebin çok üzerinde bir arz gerçekleşti. Yani sponsoru ikna eden konser yaptı, seyirci gelip gelmeyeceğini düşünmedi. İş kuru rekabete dönüştü. En çok seyirciyi kim topladı, en büyük sanatçıyı kim getirdi yarışına girildi. Dünyanın öbür ucuna üç liraya giden sanatçıya bu rekabet sonucunda 10 lira fiyat teklif edildi. Bu paralar altında hem organizatörler, hem sponsorlar, hem de yüksek bilet fiyatları yüzünden seyirci ezildi.
İFLASIN EŞİĞİNDELER
Sonuçta sponsorların bütçeleriyle birbirinin ayağını kaydırmaya çalışan bir sürü organizasyon şirketinin olduğu, talebin hem üzerinde, hem de talebi ve ihtiyacı dikkate almayan, doğru okuyamayan etkinlikler düzenlendi. Kalite düştü, yeteri kadar bilet satılmayan hem finansal hem etki ve performans açısından başarısız etkinlikler kaldı geriye. Bir de iflasın eşiğinde organizasyon şirketleri... Sponsor firmaların bütçelerini yöneten kişilerin işi sadece kelle sayısına vurarak, bakkal hesabıyla hareket etmemesi gerekiyor. En büyük ismi getirmeye çalışmak ticari bir strateji olabilir ama festivallerin uzun soluklu olması için daha detaylı planlamaya ihtiyaç var. Festival ruhu oluşturmak, etkinliğe bir karakter ve kimlik katmak gerek. Sonrasında kimi getirirseniz getirin o etkinlik dolar. Avrupa'daki festivallerin biletleri satışa çıkar çıkmaz daha 'line up' belli olmadan satılıp tükeniyor. Çünkü insanlar gelen isimden ziyade orada olmak ve o ruhu yaşamak için para ödüyorlar. Şimdi yapılması gereken, hatalardan ders almak ve şehri müzik ve eğlenceden mahrum etmemek.
Bugünkü Tüm Yazıları
Festivaller iptal mi ediliyor?
Yayın tarihi: 14 Mart 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/14/cm/tez.html
Tüm hakları saklıdır.