Dış ekonomik gelişmelere ve her an gelen küresel mali verilere endekslenen Türkiye'de stres giderek artıyor.
İçeride durumun kontrol altında olduğunu gösteren iki temel parametre yani enflasyon ve döviz kuru olumsuz sinyal verdikçe teyakkuz durumu başlıyor. Karayolu ve enerji yatırımlarına ödenek yaratmak için özelleştirme gelirlerine el atılması, bazı yatırımların bütçe sınırları ve ihale mevzuatı dışına taşınması, hesabı iyi yapılmamış sigorta prim indirimi kararı, IMF ile yeniden anlaşma olasılığının zayıflaması, mevcut gözden geçirme çalışmasının bile sonuçlanmamış olması, karamsarların haklı tezleri olarak cepheye sürülüyor. İşte böylesi bir ortamda
Hazine Bakanı Mehmet Şimşek, Körfez'den Avrupa'ya mekik dokuyor. Hem havayı daha kokluyor hem de Türkiye'nin görünümü test ediyor. Şimşek'in penceresinden 5 önemli sorunun nasıl değerlendirildiğini görme fırsatı bulduk. 1-Küresel risklerin boyutu. 2-Amerikalıların pozisyonu. 3-Türk özel sektörü. 4-Bankaların şoklara dayanıklılığı ve 5-Hazine'nin konumu şöyle:
-
EN GEÇ NİSANDA ZARARLAR ORTADA: Küresel mali kriz in ne kadar devam edeceği, sıkıntıların derinliğine bağlı. Şu anda krizin ortasında bir yerdeyiz. Yıllık bilançolar açıklandıkça, nisan sonuna kadar gerçek tablo anlaşılacak. Belirleyici olan global likiditenin seyri. Örneğin, Güneydoğu Asya'da, Körfez ülkelerinde kredi riskinin izleri yok. Burada kritik nokta uluslar arası bankaların ne yapacağı? Çünkü 400 milyar dolar zarar yazılacaksa, yüzde 10 sermaye yeterlilik oranının tutturulması için bilançolar 4 trilyon dolar daralacak.
-
AMERİKAN TÜKETİCİSİNE DİKKAT: Dünya ekonomisini izlemek bakımdan Amerikan tüketicisi önemli. Çünkü bu tüketiciler dünya ekonomisinin yüzde 20'sini oluşturuyor. Amerikalıların servetinin yüzde 70'i ise gayrimenkul ve borsa hesabı. Bu tutar 23 trilyon dolar civarında. Şu anda konut fiyatları ve menkul kıymetlerin değeri düşüyor. Yani Amerikan hane halkı borçlu ancak servet unsurları eriyor. Bu yüzden global ekonomide bir miktar yavaşlama görülecek. Bu yavaşlama bizi de etkiler ama sendeletmez.
-
ÖZEL SEKTÖR NE YAPACAK: Cevabı aranan soru şu: "Özel sektörün borçlarını çevirmesinde, küresel fonlara erişiminde, cari açığın finansmanında sorun yaşanacak mı?" Türkiye'nin pozitif görünümüne ilave olarak şirket performansları ve sermaye getirisi gibi unsurlar farklı bakış açıları geliştirildiğine işaret ediyor. Eskisi kadar bizimkilerin kapısını çalmasalar da borç çevirme sorunu görülmüyor.
-
BANKALAR ŞOKLARA DAYANIR MI: Bankacılık sektörümüz için "şok hassasiyet" analizleri yapıyoruz. Bankalarımız kârlı, sermaye yapısı güçlü, problemli kredilere karşılık ayırma oranı yüzde 89. Bankacılık sektörü açısından ben rahatım.
-
HAZİNE'Yİ SIKINTILI GÜNLER BEKLİYOR MU: Kamu finansmanında borç, endişe kaynağı olmaktan çıktı. Kredibilitemiz yüksek. Hâlâ bize ilgi var. Başka piyasalar ne tepkiyi veriyorsa bizde de o gözleniyor. Türkiye'nin kendi koşulları, tabloyu daha da zorlaştırmıyor. Uluslararası rezervler iyi durumda. Dalgalı kur politikası emniyet sübabı.
Bugünkü Tüm Yazıları
Rahat olmak için neden var mı?
Yayın tarihi: 10 Mart 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/10//muderrisoglu.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.