kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Şubat 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
30 yıldır fotoğraf çeken Plisson, "Eğer görüntü sıra dışı ise bunun doğanın bir hediyesi olduğunu unutmamalıyız," diyor.

Fırtınanın gözü

Tûba NOYAN
Philip Plisson, Atlantik kıyısındaki küçük bir köyde büyümüş Fransız fotoğraf sanatçısı... Büyükannesinin hediye ettiği fotoğraf makinesiyle çektiğini hatırladığı ilk şey, yıkılan bir su kulesi. "Fotoğrafçı olmadan denizciydim," diyor ve fırtınalı havalarda denize koşup onun korkutucu ama bir o kadar da çekici yüzünü fotoğraflıyor..
O bir fırtına fotoğrafçısı. Fotoğraflarına baktığınızda dünyanın ucundaki fenerler, Pasifik'te çarşaftan yelken yapmış yerliler, sizi denize çağırıp durur. 30 yıldır elinden düşürmediği fotoğraf makinesiyle siyah-beyaz fotoğraflardan dijital mucizeye kendini ve sanatını uyarlamayı başaran Philip Plisson, şimdi 400 binden fazla fotoğrafın yer aldığı internet sitesinde oğlu da dahil birçok genç sanatçıyı kucaklıyor. Plisson, sadece fotoğraf kareleri yakalayıp, onları ölümsüz kılan biri değil. O, bir deniz sanatçısı.

- İşinizdeki çoşku nerden geliyor?
- Denize olan ihtiyaçtan...

- Deniz sizin için ne anlama geliyor?
-Özgürlük ve dikkatli olmamızı gerektiren bir alan...

- Deniz hobiniz mi yoksa profesyonelliğin bir parçası mı?
- Fotoğraf çekmek için seyre çıkıyorum, seyre çıkmak için de fotoğraf çekiyorum.

- Fotoğraflarınız dışında harika bir 'tablo' koleksiyonunuz var. Siz aslında yazan, fotoğraflayan ve bir kompozisyon yaratabilen 'temelde her şeyi bir arada' sunan bir sanatçısınız. Tüm bunların ilham kaynağı nedir?
- Onlara tablo derken nasıl ortaya çıktıklarını da anlatmak lazım. Biz onlara 'digigraphie' (digital baskı) diyoruz. Tual ya da birinci kalite kâğıt üzerine basılmış fotoğraflar; sınırlı sayıda yaratıyoruz onları ve tümü benim özel imzalı fotoğraflarımdır. Her işim için ilham kaynağım ise rüzgâr, ışık ve deniz.

- İlk fotoğraf makineniz büyükannenizin size hediyesiymiş. Onunla ilk ne çektiğinizi hatırlıyor musunuz?
- İlk çektiğim fotoğraf Orleans'ta büyükbabamların şirketinin hemen yanındaki su kulesinin yıkımıydı.

- Fotoğraf sanatçısı olmaya nasıl karar verdiniz?
- 20 yaşımdayken, 30 yaşıma gelince fotoğraf çekerek hayatımı kazanacağıma karar vermiştim. 28 yaşımda evli ve üç çocukluyum, aynı zamanda bir tekstil şirketinin önde gelen yöneticilerinden biriydim. Hiç düşünmeden ve pişman olmadan hayalimi gerçekleştirmek -tutkumu yaşamak- için istifamı verdim.

- Fotoğraflarınızda çocukluk anılarınızın yansımalarını görüyor musunuz?
- Dört yaşımda denize çıkmaya başladım ve ilk tekneme yedi yaşında sahip oldum. Yıllarca yelken işiyle uğraştım ve açık deniz yarışlarıyla ilgilendim, ergenlik dönemimde ise tutkum haline geldi.

DOĞRU YERDE OLMAK...

- Fotoğraflarınız arasında gemiler, klasik yatlar, deniz manzaraları ve daha birçok konu var. Sizin için en çekici başrol oyuncusu kim?
- Beni en çok büyüleyen konu, doğanın sahneye koyduğu fırtına gösterisidir. Doğru yerde, doğru zamanda olmak gerekir. İşte benim mücadelem budur.

- İyi fotoğraf doğru zamanda doğru yerde olmak ile ilgili; bunu siz de söylüyorsunuz. Bu tanımı kendi vizörünüzden bakıp yorumlar mısınız?
- Fotoğrafta ortaya çıkan eseri sahneye koyan biz değiliz! Eğer görüntü sıra dışı ise bunun doğanın bir hediyesi olduğunu unutmamalıyız. Ve bizim tek sergilememiz gereken yeteneğimiz ise doğru yerde doğru zamanda olmayı bilmektir. Bunun için ise denizi tanımak gerekir.

- Özellikle deniz ve fırtına temalarını işlerken sizi zorlayan ve aklınızda kalan çalışmanız oldu mu?
- Hiç zor konumda kalmadım. Meteorolojinin durumuna bağlı olarak bazen diğerlerine göre daha fazla hazırlık gerektiren, çok risk içeren çekimler oldu ve hâlâ da oluyor. Benim mesleğimde risk yok ama endişe var. Mesleğimle ilgili duyduğum en büyük gurur ise kasabamda 40 kişiye iş sağlayan ilk işveren olmaktır. Şimdi, sağlık sorunum olmadan, iyotlu coşkumu paylaşmaya devam etmek istiyorum.

- 30 yıldır fotoğraf çekiyorsunuz. Gelişen teknolojiyi fotoğraflarınızda ne kadar kullanıyorsunuz?
- 30 yıldır hayatımı fotoğraf çekerek kazanıyorum. Fotoğraf teknolojisinin nasıl geliştiğini bizzat yaşadım. Son çıkan dijital fotoğraf makineleri sayesinde tekrardan fotoğrafçı oldum yani imgelerimin yazarı, yaratıcısı ve yorumlayıcısı oldum. Genç fotoğrafçıların karanlık odalarda bastıkları fotoğrafları tabii ki unutmuyorum ama teknolojiyi kullanıyorum.