Ertekin'de oturuyoruz, öğle vakti.. Kapıdan içeri öyle bir genç kız girdi ki, yolda yürürken herkese baktırır.. Elinde bir demet kırmızı çiçek..
Doğru bana doğru gelmez mi?.. Masanın öbür tarafında, tam karşımda durdu..
"
Sizi çok seven birisi, bu çiçekleri ve bu şarkıyı gönderdi, bu güzel günde" dedi ve gözlerimin içine bakarak okumaya başladı..
"Love me tender,
Love me sweet,
Never let me go.
You have made my life complete,
And I love you so."
Elvis'in en güzel şarkılarındandır. Aşkı en güzel anlatan şarkılarından..
Şaşkınlıklar içindeyim.. Ertekin benden beter.. O sade şaşkın da değil üstelik.. Nasıl kıskançlık içinde..
Şarkı bitti..
Kız kendini tanıttı..
Suzan adı.. Erol Evgin'in vokalistlerindenmiş.. İşi bilenlerden yani.. Sonra da, 14 Şubat'ın bu en tatlı armağanını yollayan kişinin adını açıkladı..
Feride..
Benim canım Feridem..
Feride Edige .. Bu ülkenin en önde gelen Halkla İlişkiler Uzmanlarından biridir.. Ama benimle ilişkisi, işinin, uzmanlığının çok ötesindedir. Feride beni, ben Feride'yi, bir başka severiz..
Şu jestin güzelliğine bakar mısınız?..
Suzan giderken Ertekin'in nasıl çatladığını hissetti.. "Seneye 14 Şubat'ta sizin için özel geleceğim" diye bağırdı dönüp..
Şimdi böyle güzelliklere vesile olan bir günü niye yaşamayalım, dostlarım?..
Yılın 365 sıradan gününden bazılarını "Özel" yapmanın, yaşama güzellikler katmanın ne zararı olabilir?.. Katılmayanlar var.. Kızmam.. "Ben böyle şeylere aldırmam" diyenler var.. Saygı duyarım.. Ama ben, benim gibi olan milyonlar, belki de milyarlar için 14 Şubat çok ama çok özel, çok ama çok güzel bir gündür..
Günlerdir etrafımda olup bitenlere bakıyor ve kendimle gurur duyuyorum.. 14 Şubat'ın bu ülkeye gelmesine ve yayılmasına öncülük ettiğim için..
Günü bana Holly öğretti. Onun derlediği dosya ile Erkekçe'nin 1981 Şubat sayısının kapağına koyduk, Sevgililer Günü'nü ve sayfalar dolusu anlattık..
Deniz Adanalı aradı hemen.. O zaman Vakko'nun Halkla İlişkiler Müdürü..
"Bay Vitali ve ben bu işin peşindeyiz" dedi.. O zaman Vakko Beyoğlu'nun incisi.. Bir vitrin yarışması düzenlediler.. Başta Hürriyet ve Milliyet, bizim yazılardan alıntılar yaptılar.. Sonrası rüya gibi geldi..
Yıl 2008.. Bu ülkenin en muhafazakâr gazetelerinden Zaman Sevgililer Günü ilavesi yayınladı..
Nerden nereye geldik..
Türkiye müthiş romantik günler yaşadı.. Tartışmaya gerek yok.. Sevgi üzerine tonla şey yazıldı. Tonla laf edildi. Tonla jest yapıldı, tonla hediye alındı. Tonla gözyaşı döküldü..
Hepsinde payım var.. Gurur değil mi?..
Peki ya ekonomiye katkım..
Birisi hesaplar mı acaba, Sevgililer Günü'nün ülke ekonomisine katkısını.. "Tüketim ekonomisi" diye klişe laflarla hâlâ savaş sonrası yokluk yıllarının tasarrufunun peşinde koşanlar, milyonlarca insanın karnının bu ekonomik hareketlilik sayesinde doyduğunun niye farkında değiller..
Suzan'ın elindeki çiçekler, Antalya'daki seralardan benim elime gelene kadar kaç kişiye, kaç aileye harçlık oldu hiç düşündünüz mü?..
14 Şubat'ta çiçek tüketimi yüz misli arttıysa, o insanlar da yüz misli fazla kazandılar, fena mı oldu?.
14 Şubat gecesi İstanbul'un tüm restoranlarının tüm masaları dolduysa, o dükkânın garsonları, her gecekinden fazla bahşişle evlerine dönüp, eşlerini, çocuklarını bir başka mutlu ettilerse, bunun nesi kötü?..
Yani.. Sadece Sevgililere değil, ülke ekonomisine de büyük katkım var, 1981'den beri..
Ben gururlanmayayım da, kim kasım kasım kasılsın, söyler misiniz?..
Yayın tarihi: 16 Şubat 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/16//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.