Haluk Ulusoy'u en çok eleştirenlerdendim. Ama siyasal iktidar sırf futbolu ele geçirmek için öyle bir saldırıya geçti ki, ilkeleri koruma adına savunmak zorunda kaldım..
Sonra Ulusoy'un kendisi öyle ayıplar yapmaya başladı ki, artık onu da tutacak halim kalmadı.
"Ne haliniz varsa görün" dedim, çekildim bu tartışmadan. Taraf değilim.. Bu futbol ortamında sade iki ucu değil, her yeri boklu değneği tutmam mümkün değil.
Hukuk, Türkiye Ligi ve Kupası maçlarının yayın hakkının 2010'a kadar Digiturk'te olduğunu söylüyor.. Hukuktan yana birisi olarak onların yanındayım..
Üstelik bu yayınları yönetenler çok iyi dostlarım. Sempatim de onlardan yana..
D-Smart'ın arkasına Doğan Gurubunun gücünü alarak yaptığı çıkışları fevkalade yadırgıyordum.
Şimdi bu tartışmada da tarafımı şaşırdım..
Çünkü Digiturk, alabildiğinde kötü yayıncılıkta ısrar ediyor. Kendini yenileme, geliştirme çabasına girmiyor. "Nasılsa yayın hakkı 2010'a kadar bende.. Ne uğraşayım ki" diyor..
Dostça uyarılar yaptık.. İngiltere'den örnekler verdik.. Yapılması ve yapılmaması gereken şeyleri söyledik..
Kılları kıpırdamadı.. "Bu adam ne diyor yahu" diye düşünme zahmetine dahi katlanmadılar.
Eski tas, eski hamam, çağdışı yayıncılıklarını sürdürdüler.
Yahu her şey para olur mu?.. Yayıncılığın dini imanı para olur mu?.. Zaten kanal şifreli, zaten izlemek için para ödüyorsunuz. Artık orda reklamlar yayının önüne, üstüne geçer mi?. Bu ne hırs, bu ne ihtiras, bu ne seyirciyi eşek yerine koymadır..
RTÜK'ü kazıklıyorsunuz, önceden çekilmiş boş saha resminin üzerine bal gibi reklam bindirip "Sanal Reklam" diyerek. Onu Zahit Akman düşünsün. Ben bomboş tribünlerin on saniye sonra önüme tıklım tıklım gelmesine bakıyor "Ben eşek miyim" diyorum.. "Kimi kandırıyorsunuz beyler?.."
Yayın üzerine durmadan binen reklamlar.. Durmadan geçen tanıtım yazıları.. Bunlar yüzünden maçla ilgili istatistikler ve bilgileri yazacak yer ve zaman kalmayışı.. Sonra da İstatistikler IBM'miş..
Hangileri?..
Benim parmakla bile saydıklarım mı?. Açın bir İngiliz maçı yayınını da bakın, el oğlu neler yazıyor maçla ilgili..
Tek spikerli çağdışı anlatım. Hele Fener maçıysa, ille de Aziz Yıldırım'ın uğurlu spikerine görev vermeler.. Koca Digiturk yorumcu bulamıyor. Çağdaş anlatıma geçemiyor. Neden?.. Lagarlıktan!..
Topu kaybetmeyi marifet sanan, tribündeki eş dostlarını göstermekten bıkmayan bir yönetmen..
Nedir o ellerinde, üzeri el yazılı kartonlarla ikide birde ekrana gelen Emirdağlılar?. Kimin akrabası?.. Para mı verdiler yoksa..
Bana niye ikide birde bunları seyrettiriyorsunuz?..
Koca tribünlerde güzellik mi kalmadı?. Bu işin düzelmesi, seyircinin adam yerine konması, şifreli kanalda bir de reklam tuzağı kurulmaması için RTÜK yetmiyor.
Demek rekabet şart.. Demek işler ancak D-Smart devreye çok ciddi girerse düzelir.
Digiturk yöneticileri ancak o zaman aklı başında yayıncılık yapmaya, güzel yayınla izleyici desteğini arkalarına almanın önemini fark etmeye başlarlar.
O zaman belki beni eşek yerine koymaktan vazgeçerler, o zaman belki "Ne diyor bu adam yahu" diye düşünmeye mecbur kalırlar..
O zaman "Haydi D-Smart!.. Bastır!.."
Yayın tarihi: 7 Şubat 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/07//haber,17E276C98A0D4ABA9A34BED8D0D63592.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.