kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Şubat 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MUHARREM SARIKAYA

Çifte kriz...

MOSKOVA

Son iki gündür karşılaştığım insanların ilk soruları benzer:
"Ne oluyor? Bu öfke niye?.."
Soruyu soranların içinde AK Parti'ye oy vermiş, hatta siyasi ilişkisi sürenler de var.
Bazısı iyimser ruh haliyle, "Başbakan'ın çok kızdığı, bizim bilmediğimiz bir şeyler mi döndü" diye gerekçe arıyor...
Ancak son tahlilinde onlar da Başbakan'ın "öfkeli" üslubunun doğru olmadığını, daha büyük sorunları tetikleyeceğini kayda geçiriyor. Gerekleri de ortak oluyor:
"Küresel kriz kapımıza dayanmışken bu kavga niye?"
Veya eski Sanayi Bakanı Cahit Aral'ın Çernobil faciasının ardından kamuoyu önünde çay içip "Bize bir şey olmaz" demesine benzer bir tavır sergilemenin gereği yok.
Sadece, küresel kriz değil, Türkiye'yi çok daha büyük sıkıntılara sokacak bölgesel sorunlar da kıpıya dayanmış bulunuyor. Bunların başında da; enerji ve güvenlik geliyor.

Batı gaz hattı
Enerji konusundan başlarsak...
İran ile doğu gaz hattında yaşanan krizine benzer bir durum, Rusya ile de yaşanmak üzere.
Neden de İran gibi bu yıl kış aylarının çok sert geçmesi nedeniyle doğalgazın Rusya'ya da yetmemesi değil.
Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan doğalgaz parası kavgasının alevlenmiş olması...
Ukrayna, Rusya'dan aldığı doğalgazın parasını yine ödemeyince Moskova, "Gazı keserim" dedi.
Her ne kadar Ukrayna Devlet Başkanı Yuşçenko, iki gün önce Moskova'da "1.5 milyar dolarlık gaz borcunu ödeyecekleri" sözünü verse de sorun bitmiş değil.
Çünkü benzer durum, Başbakanlık koltuğuna yeniden oturan Yulia Timoşenko'nun önceki iktidarı döneminde de yaşandı.
Verilen sözlere rağmen Ukrayna borcunu ödemeyince Rusya gazı kesti. Eğer benzer bir durum tekrar yaşanırsa Türkiye'nin doğalgazının büyük bölümünü aldığı Ukrayna üzerinden gelen batı hattından da akış duracak.
Ruslar, "Merak etmeyin Mavi Akım'dan daha fazla gaz veririz" sözü verse de Karadeniz hattı ne kadar zorlanırsa zorlansın bu Türkiye'nin ihtiyacını karşılamaya yetmeyecek. Kış ortasında yeni bir enerji krizi yaşanacak.

Güvenlik krizi
İkinci sorun ise bölgesel; aslında yeni de değil. Son dönemde petrol gelirlerindeki artışın da desteğiyle Rusya'nın eski gücüne ulaşmasıyla gündeme daha etkin oturmuş.
Rusya, AKKA anlaşmasının şartlarının her ne kadar 1990 sonunda modernize edilmiş olsa da bozulduğuna inanıyor.
Örneğin anlaşmanın yapıldığı dönemde kendi tarafında yer alan bazı Karadeniz ve Baltık ülkelerinin bugün AB üyesi olmasıyla karşı tarafa geçtiğini anımsatıyor.
Haklı olarak anlaşmanın bu ülkeleri kapsamadığı, dolayısıyla silah sınırlamasının olmadığını belirtiyor.
NATO'nun genişlemesinden ve ABD güçlerinin Rusya sınırına kadar gelip konuşlanmasından duyduğu rahatsızlığı kayda geçiriyor. AKKA kurallarına bir tek Türkiye'nin uyduğunu vurguluyor.
Ardından Rusya lideri Putin'in geçen yıl Münih Güvenlik Zirvesi'ndeki konuşması hatırlatılıyor. NATO Genel Sekreteri'nin davetiyle ilk kez katılacağı Romanya'nın başkenti Bükreş'te nisanda yapılacak NATO zirvesinde de Putin'in benzer çıkışta bulunacağı, sonrasında gerekenlerin yapılacağı bildiriliyor.
Özetle kriz çift taraflı olarak kapımıza dayanmış bulunuyor.
Hem de bu kez paranın da gücüyle...