Demokrat Parti'nin 6 Ocak Kongresi'nin üzerinden tam bir ay geçti. Merkez sağın giderek küçülen kadroları merakla,
"merkez sağın tapusu bizde" diyen AK Parti ise göz ucuyla, seçimle genel başkanlığa gelen
Süleyman Soylu'yu izliyor.
Acaba Kırat'ın yeni süvarisi ne yapacak? Kuşkusuz bu sorunun cevabını bir ay gibi kısa bir sürede almak pek mümkün değil.
Ayrıca yeni süvarinin, yüzde 5.5 oyla travma yaşayan, şimdi ise yüzde 2'lerde dolaşan bir siyasi hareketi kısa sürede ayağa kaldırmasını beklemek de biraz hayal.
Ancak, bu hiçbir şey yapılamayacağı ya da hiçbir beklenti olmadığı anlamına gelmiyor.
AK Parti'nin merkezde boşluk bırakmadığı bilinse de, birçok siyasi aktör klasik merkez sağın olası bir kırılma anında ikinci adres olacağı inancında ve bunun için hazır beklenmesi gerektiği fikrinde.
Klasik merkez sağ aktörleri biraz olsun ayakta tutan gerçek de bu.
Peki, DP'nin bugünkü yönetimi geleceğe yönelik bu beklenti için ne yapıyor?
Önce nasıl bir hazırlık içinde olduklarına bakalım.
DP Genel Başkanı
Süleyman Soylu'nun
"enkaz edebiyatı" yapmasa da hem siyasi kadrolar açısından, hem de kurumsal yönetim açısından kötü bir parti devraldığı ortada.
Bu nedenle de öncelik, kadroları değiştirmeye ve partinin yenilemesine verilmiş durumda.
Eski ve yaşlı kadroların
"tepe"den baktığı, yeni kadroların ise
"mesafeli" durduğu bir süreçte DP'de yenilenme yapmak gerçekten kolay görünmüyor.
Ama
Soylu ve arkadaşları bu konuda küçük de olsa adımlar atmaya başladı.
Bir başka önemli adım ise parti giderlerini küçültmek için atıldı. Bunun için öncelikle mevcut genel merkez boşaltılarak daha küçük ve işlevsel bir yere taşınacak.
Bir de genel merkez dışında
AR-GE çalışmalarının yürütüleceği yeni bir yapı oluşturuluyor.
Şimdi gelelim DP dışında kalan siyasi aktörlerin
Soylu yönetiminden beklediklerine...
Bu noktada da iki konu öne çıkıyor.
Bir:
DP dışında kalan kadroları yeniden bir araya getirmek... İki:
Anavatan Partisi ile yarım kalan birleşmenin nasıl olacağı... Yeni DP yönetiminin önünde, Türkiye'nin türbanla yeniden bir siyasi gerilime doğru sürüklendiği, önümüzdeki bir yıl içinde ise yerel seçimlerin yapılacağı zor bir süreç var.
Soylu ve ekibinin var olup olmaması bu süreçte ne yapacağına bağlı.
Bir dönem kendisi de Anavatan Partisi Genel Başkanlığı yaparak önemli bir deneyim yaşayan
Nesrin Nas şöyle diyor:
"DP'de yeni bir şeyler yapmak gerçekten zor. Çünkü partililer hem kendi koltuklarını korumak, hem de yenilik istiyor. Eski kurucular ise partinin reformist bir çizgiye gelmesine tepki gösteriyor. Yeni yönetim 'Her şeyi yenileyeceğim' derse ve bunu yapacak gücü kendinde bulursa ancak o zaman bir şey olabilir."
Anavatan'la birleşme Kulislerde Anavatan'la yeni görüşmelerin yapıldığı konuşuluyor. Ama özellikle DP dışında kalan aktörlerin talebi, yarım kalan birleşmenin ortak kongrelerle gerçekleştirilmesi...
Açıkça söylenen şu: DP Genel Başkanı
Soylu, birleşmeyi içeren demokratik kongre sürecini başlatmalı ve başta
Tansu Çiller olmak üzere
Mesut Yılmaz,
Mehmet Ali Bayar ve
Erkan Mumcu'yu demokratik yarışa çağırmalı.
Nesrin Nas bunu da şöyle değerlendiriyor:
"Bundan önce Mumcu'nun partiyi bir an önce kongreye götürüp 'Ben özür diliyorum, yapmam gerekenleri yapamadım' deyip genel başkanlığı terk etmesi lazım. Zaten Erkan'ın son birleşme sürecindeki tutumuyla şu anda merkez sağa katkısı negatif olur. Öte yandan DP içindeki demokratik yarışı isteyenlerin partiyi toplamaları için bugün Soylu'nun yanında olmaları gerekiyor. Ben bunları çok gördüm. Akıl veren çok olur ama elini taşın altına koyan olmaz."
DP cephesinde şimdilik görünenler bunlar...
Genç genel başkan
Soylu'nun, bu
"kurtlar sofrası"ndan nasıl bir DP çıkartacağını doğrusu ben de merak ediyorum.
İzleyip göreceğiz...
Yayın tarihi: 7 Şubat 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/07//haber,0E8FA180ED614F48B814327F9EF6BB9A.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.