kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Ocak 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MAHMUT ÖVÜR

AK Parti 900 belediyeyi neden kapatıyor?

Global şirket birleşmeleri gibi şimdi de belde belediyeleri birleştiriliyor. Türkiye'de toplam 3215 olan belediye sayısı, 2216'ya düşürülüyor.
Daha ilginci 2 bin nüfusun altındaki beldeler kapatılıyor.
Sivil toplum örgütleri ve siyasi çevrelerde şaşkınlık yaratan bu uygulamanın önümüzdeki yerel seçimlere yetiştirileceği söyleniyor.
Peki, ne oldu da AK Parti iktidarı böyle bir yola başvurma gereği duydu?
Yerel demokrasinin güçlendirilmesi gereken küresel bir süreçte, neden Türkiye daha geri bir adımı hayata geçirmek istiyor?
Siyaset kulislerinde iki önemli nedenden söz ediliyor.
Birincisi, belde belediyelerinin "bağımsız" dukalıklara dönüşmesi.
Alın İstanbul örneğini...
Bu kentte bulunan 41 belde belediyesinden her biri birer krallığa dönüşmüş durumda.
Öyle ki, her belediye neredeyse kendi planını yapıp uyguluyor, istediği yere istediği kadar yapılaşma izni veriyor.
Dahası iyi işleyen bir denetim sistemi olmadığından; bu tür beldelerin yolsuzluklara, kaçak yapılara, düzensiz kentleşmeye olanak veren bir yanı var.
Bunun da son örneği İstanbul Yenidoğan Belediyesi'nde yaşandı.
Peki, bu gerekçe haklı mı?
Avrupa Konseyi'nde görevli, Türkiye Belediyeler Birliği Kurucu üyesi ve 33 yıllık belediyecilik deneyimi olan İstanbul Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün şöyle diyor:
"Türkiye'de bazı büyükşehir belediyelerinin etrafındaki belde belediyelerinde imar mevzuatına aykırı işler yapılıyor diye belde belediyeleri kapatılamaz. Belde belediyeleri tüm dünyada demokrasinin gelişmesinde ve toplumun şehir hayatına adapte edilmesinde çok önemli rol oynar. Bu nedenle Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı ve Strasbourg sözleşmesi, Kopenhag kriterleri yerel yöneticiliğin alabildiğine yaygınlaştırılmasını şart koşar."
Ak Parti'nin bu yaklaşımı akla Meşrutiyet döneminin Maarif Nazırı Haşim Paşa'nın ünlü sözünü getiriyor:
"Mektepler olmasaydı, maarifi ne güzel idare ederdim."
Elbette belde belediyelerini birleştirilebilir ama kapatmak çözüm değil.

Hedef oyları parçalamak?
Gelelim ikinci önemli nedene...
Bunun siyasi olduğu konuşuluyor.
AK Parti'nin buradaki kaygısı kent merkezlerinde veya kentin çevresinde yaratılan uydu kentlerde kümelenen "eski kentli orta sınıfın" CHP ve merkez sağa yönelen oylarını parçalamak.
Akgün bu konuda duyumlar olduğunu ama inanmak istemediğini belirtiyor ve şöyle diyor:
"İstanbul'da bazı beldeleri birleştirerek 8 veya 9 ilçe yapılabilir. Ama yine de belde belediyelerini ortadan kaldırmamak gerekiyor. Duyuyoruz, 'Avcılar ve Esenyurt birleşecek' diyorlar. Bu bana Avcılar'ı, Esenyurt nüfusuyla karma yaparak orayı asimile etmek ve oradaki örneğin CHP'li belediye başkanının bundan sonra seçilmesini engellemek gibi geliyor. Ama güçlü bir partinin bu tip şeylere tenezzül etmemesi gerektiğini düşünüyorum."
AK Parti'nin tartışmaya açık bu politikasının tartışılmayacak tek yanı, Eminönü ile Fatih Belediyesi'ni birleştirmesi olacak.
Yani Tarihi Yarımada'nın tek bir merkezden yönetilmesi.
Eğer söylendiği gibi belde belediyelerini ortadan kaldıran bir ilçe yapılanması yasallaşacaksa, bu neresinden bakarsanız bakın Türkiye'nin son 20 yıllık demokratikleşme sürecine ters düşüyor.
AB ile müzakere masasına oturan bir Türkiye'de yerinden yönetimin güçlendirilerek, demokrasinin yaygınlaştırılması gerekirken, her bölgede küçük "Ankaralar" yaratmak ileriye değil düpedüz geriye gitmek.
İşin doğrusunu görmek için 103 belde belediyesi olan Paris'in çevresine bakmak yeterli.