Çok yakında Futbol Federasyonu Başkanlığı için seçim var. Genel kurul 14-15 Şubat tarihlerinde Ankara'da toplanıp futbolun yeni patronunu seçecek. Mevcut federasyon, yani Ulusoy ve arkadaşları seçimin yapılmaması için belli hukuki girişimler içindeler. Ama görünen o ki seçim kaçınılmaz. Pek yakında da Kulüpler Birliği toplanıp belki de yeni bir Futbol Federasyonu Başkanı adı üzerinde anlaşacaklar. Duyumlar ve alınan bilgiler Kulüpler Birliği'nin Hasan Doğan ismi üzerinde uzlaşacağı yönünde. Yine aynı duyumlara göre Hasan Doğan ne tam anlamıyla istiyor ne de net bir şekilde
"Hayır, ben olmam" diyor. Ayrıca kendisine aylarca teklif götürülen Şenes Erzik de başkan olmak istemiyor.
ULUSOY GÖZARDI EDİLMEMELİ Erzik ve Doğan isimleri hem herkesin çok güvendiği hem de rahatlıkla uzlaşabilecekleri isimler. Özellikle Erzik'in uluslararası alandaki karizması ve gücü Türkiye için bulunmaz cinsten. Handikapı ise Türkiye'de fazla yaşamıyor ve bulunmuyor olması. Hasan Doğan ise tanıdığım ve duyduğum kadarıyla hem çok namuslu hem hiçbir şeye pabuç bırakmayan bir kişilik. Ama onun da önemli bir handikapı var. Başbakan Erdoğan'ın yakın bir dostu olması nedeniyle acaba koltuk politize olur mu kaygısı delegeleri düşündürüyor. Ayrıca Ayhan Bermek adaylığını açıkladı. Bir de Serdar Güzelaydın var. O da özellikle kulüpler bazında yoğun çalışmalar içinde. Her ne kadar geçen yıl
"Seçim olursa bir daha aday olmam" diyen Haluk Ulusoy'u da gözardı edemeyiz. Önemli bir oy potansiyeline sahip olabilir. Aslında beni düşündüren Merkez Hakem Komitesi. Başkan kim olursa olsun Merkez Hakem Komitesi'ni oluştururken çok dikkat etmeli.
AÇIKLA SABRİ ÇELİK Özellikle hangi başkan gelirse gelsin çok iyi bilmeliler ki; Hilmi Ok'un ve Sabri Çelik'in olduğu MHK'de ben o federasyonun sonuna kadar karşısında olacağım. Bu iki ismin son yıllarda Türk hakemliğine verdiği zararlar futbol kamuoyu tarafından net bilinmese de ben çok açık bir şekilde biliyorum. "MHK Başkanı şu olmalıdır veya bu olmalıdır" demiyorum. Gerekirse onu da söylerim ama yukarda belirttiğim iki isim benim o federasyonun daha kuruluşunda karşısında olmamı beraberinde getirecek.
Özellikle Hilmi Ok bazı nosyonlarını kaybetmiş ve hakemliğin duruşunu sağlamlaştıracak sert adımları atmaktan yoksun. Hele hele bir Sabri Çelik var ki ben onu çok yanlış tanımışım. Haluk Ulusoy'un yanından ayrıldı, gitti Levent Bıçakcı komitesiyle çalıştı. Bıçakcı gitti, tekrar gelen Ulusoy federasyonuyla çalıştı. Şimdi Sayın Çelik'e sormak lazım; onunla ilgili ablukayı kaldırması için bir Başkent kulübünün başkanıyla çay içti mi? Şayet çay içtiyse burada
"Sevgili ağabeyim" diye hitap ettiği bu Başkent kulübü başkanından neler talep etti? Bunları duydukça bir eski hakemin MHK'lere girmek için bazı kulüp başkanlarıyla barışma arzusu beni derinden yaraladı. Böyle insanların Türk hakemliğinin yönetiminde olması beni çok üzüyor.
Sonuçta çok yakında Türk futbolu yeni patronunu bulacak.
Yedi yıldır Ulusoy Federasyonu'nu çok eleştirdim, yaptığı yanlışları söylemeye çalıştım. Umarım gelen gideni aratmaz...
Yayın tarihi: 6 Şubat 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/06//cakar.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.