Karl Heinz Feldkamp, Almanya'ya uçmuş. Hem de OFTAŞGalatasaray maçının sabahı. İstanbul'dan kalkan ve yaklaşık 3 saat civarında süren bir uçak yolculuğu sonucu Almanya'daki evine ulaşmış.
Düşünebiliyor musunuz? 45 dakikalık Ankara yolculuğu ağır bir gribal enfeksiyon geçiren Kalli için sakıncalı ama pasaport işlemleri ve bekleme süresi dahil olmak üzere en az 45 saat sürecek bir Almanya yolculuğunun onun sağlığına hiçbir zararı olmayacakmış. Şimdi Kalli'yi savunanlar benim bu tezime
"Yaşlı başlı bir adam, Ankara'ya uçacak, buz gibi bir havada 2 saat kulübede nasıl duracak" diye itiraz edebilirler. Kolayı var. Kalli'yi Ankara'ya uçurmazsın, Kalli'nin İstanbul'da yaşadığı ortama Digiturk'ü kurarsın, ıhlamuru eline verirsin, bütün antigribal ilaçlarını yüklersin ve başlar OFTAŞ maçını seyretmeye. İlerleyen dakikalarda bir elinde ıhlamur bardağı diğer elinde de cep telefonuyla kulübedeki yardımcısı Ahmet Akcan'ı arar ve gerekli taktikleri verir
. BUNUN ADI SAYGISIZLIK Hadi diyelim ki Ankara'ya uçamıyor çünkü hasta. Austria Wien maçında sahaya çıkamadı çünkü ateşten cayır cayır yanıyor. Yine diyelim ki durumu OFTAŞ maçını televizyondan bile seyredemeyecek kadar vahim. O zaman adama "O halde nasıl Almanya'ya uçtu" diye gülerler. Eğer şartlar bu kadar kötüyse demek ki Kalli Almanya'ya bir ambulans uçağında gitti. Bunun adı Galatasaray'ı hafife almadır, bunun adı saygısızlıktır, bunun adı aylardır garip disiplin gösterileriyle Galatasaray'ın içini oymuş bir Alman'ın çifte standartıdır. Pek tabi ki bunların dışında başka bir senaryo daha var. Belki de Kalli'yle Galatasaray yönetimi geçen hafta ayrılma konusunda anlaştılar. Fakat dediler ki
"Bu ayrılığı öyle bir 'tezgah'layalım ki ne senin itibarın zayıflasın ne de biz Galatasaray olarak ilkelerimizden dün vermiş olalım" Yani senaryoya göre ağır bir hastalık geçiren Kalli, karga tulumba Almanya'ya uçacak, orada checkup gibi bir şeyden geçecek ve Alman doktorlar Kalli'nin çalışmasının tıbben sakıncalı olduğu raporunu verecekler. Bu rapor Türkiye'ye ulaştığında da Galatasaray
"Madem öyle, insan sağlığı herşeyden önemlidir. Kalli çalışacak durumda değildir. İkinci yarı başka bir hoca ile yolumuza devam edeceğiz" diyecekler. Böylelikle Kalli kovulmamış, Galatasaray yönetimi de onu kovmamış olacak.
GELECEĞE İHANET EDİYORLAR Yani Kalli itibarını kaybetmeyecek, Galatasaray'da
"Dört ayda hocayı kovdular" suçlamalarına maruz kalmayacak. Herkes bir ağızdan
"Önce sağlık" diyecek. Tıpkı yıllar önce Kalli'nin Beşiktaş'ta yaptığı gibi. Aslında zararın neresinden dönülürse kardır. Diyelim ki yukarıda bahsettiğim senaryo sadece bir komplo teorisi olsun. Yani Kalli, Ocak başında tekrar Türkiye'ye dönüp Galatasaray'ın başında olsun. İnanın bana o zaman durum daha da vahim. Birileri sezon başında Kalli'ye
"Galatasaray'a hoca ol ve yılbaşına kadar verebileceğin kadar zarar ver" dese ancak bu kadar yapılırdı. Karar verme sırası Galatasaray yönetiminde.
Kalli'yle geçen hergün Galatasaray'ın geleceğine ihanettir.
Yayın tarihi: 26 Aralık 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/26//haber,75B79555FA384C9EAE27A3DCCC9F95DD.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.