Borsalar dün kısmen sakinleşirken küresel dalgalanma ile ilgili iki açıklama dikkatimizi çekti.
Biri dalgalanmadan önemli darbe yiyen uluslararası yatırım bankası
Merrill Lynch'in "2008'e Bakış" raporu, diğeri de bizim
Merkez Bankası'nın son faiz kararını verdiği Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti.
-
Resesyon netleşir mi?- Mortgage sektöründen çıkıp kredi piyasasına, oradan ABD bankacılık sektörüne ve bütün piyasalara yayılmaya başlayan küresel dalgalanmanın ne kadar süreceği, boyutunun ne olacağı, ABD'nin resesyona girip girmeyeceği merak ediliyor.
ABD resesyonunda, bu hafta açıklanacak verilerle bir ölçüde netleşme sağlanabilir. Öncelikle bugünkü son çeyrek büyümesini, cuma günkü tarım dışı istihdam ve işsizlik verilerini bir görelim. Dalganın derinliği ve boyutu konusunda ise alınabilecek önlemler de belirleyici. Biraz da onları görmek gerekiyor. Bunun için bazı gerçekleşmelere ve zamana ihtiyaç var.
-
Dalga ne kadar sürer?- Merrill Lynch'in açıklamasında kısmen yanıtlanan soru ise dalgalanmanın süresiyle ilgili:
"Global ekonomi 2008'de çalkantılı bir dönemle karşı karşıya." Kurumun Global Varlık Yönetimi Başkanı Gary Dugan'a göre
"Piyasalar açısından 2-3 yıl zor geçecek." Bu bir tahmin. Zor dönemin süresi daha kısalabilir, daha uzayabilir. Öncelikle dibe vuruş veya çözülme süreci yaşanacak, ardından piyasalar yeni bir dengeye kavuşacak. Küresel büyümenin yeniden dalgalanma öncesi düzeyi yakalaması ve toparlanma elbette yılları alabilir. Böyle güçlü bir dalgalanmanın altından kalkmanın belli bir zaman alacağı açık.
-
Portföy şoku- Merkez Bankası'nın raporunda ise küresel dalgalanma daha geniş ve daha vurgulu yer almış. Tabii geçmiş raporlara oranla. Raporda dalgalanma şöyle değerlendirilmiş:
"ABD kredi piyasasındaki sorunların finansal piyasalara ve reel ekonomiye yansımalarına ilişkin artan endişeler nedeniyle küresel ekonomideki belirsizlikler sürmektedir. Merkez Bankası, orta vadeli enflasyon ve para politikası görünümünü oluştururken,
gelişmiş ülkelerin iktisadi faaliyetindeki yavaşlamanın yumuşak bir şekilde gerçekleştiği ve bu çerçevede ülkemiz piyasalarının önemli bir portföy şokuna maruz kalmadığı bir senaryoyu temel almıştır. Ancak
küresel ekonomideki sert bir yavaşlama olma riski de göz ardı edilmemelidir. Böylesi bir senaryonun gerçekleşme olasılığı portföy hareketleri ve döviz kuru kanalıyla kısa vadeli enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir risk anlamına gelse de kredi genişlemesinin ve dış talebin yavaşlaması yoluyla orta vadeli enflasyona ilişkin aşağı yönlü bir risk oluşturmaktadır."
Merkez Bankası'nın faiz indirimini yarım puandan çeyrek puana çektiği ve sonlandırmaya hazırlandığı son faiz kararının alındığı toplantı özetinde, hemen hemen bütün olası riskler sıralanmış. Tabii bu durum da faiz düşüşlerinin sonu gibi algılandı piyasalarda.
-
Dopingden şoka mı?- Merkez Bankası'nın belirttiği
portföy şoku, Türkiye'nin dalgalanmadan etkilenmesinin düzeyini gösterecek.
Nasıl ki 20022007 arasında Türkiye'ye yönelik sermaye girişleri ekonomiye ve piyasalara pozitif bir şok verdiyse, şimdi de küresel etkenlerle sermaye çıkışının olması tersi etkiyi yapar. Kurdan başlayarak finansal piyasalar, reel sektör, faizler, enflasyon ve sonuçta Türkiye ekonomisi toptan bir şekilde sermaye çıkışlarından negatif etkilenebilir.
Ancak bunun bir şok şeklinde, hızlı ve büyük miktarlı olması gerekiyor. Yoksa geçtiğimiz aylarda örneğin kasım ayında Türkiye'den portföy çıkışları oldu. Ama bunu piyasalar ve ekonomi pek hissetmedi.
Döviz kurunun, piyasaların ve ekonominin yönünü ve yeni yol haritasını, portföy şoklarının yaşanıp yaşanmayacağı belirleyecek. Artık piyasaların yeni bir barometresi var.
- Sonuç- "Kâr kudurunca sermayeyi yer." Türk Atasözü
Yayın tarihi: 30 Ocak 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/30//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.