ABD'de ISM Endeksi, perakende satışlarındaki düşüş ve bilançolar resesyon korkusunu iyice artırdı. Bu konuda son nokta 30 Ocak'ta açıklanacak 2007 yılı 4.çeyreğine ait milli gelir rakamlarıyla konulacak. Son çeyrekte küçülmenin başlaması halinde bu resesyona girildiğinin de tescili olarak algılanacak.
Geleceğe yönelik resesyon beklentisini en iyi yansıtan verilerden biri 10 yıllık ABD Hazine tahvil faizleri. Bu faizler 13 Haziran 2007'de yüzde 5.33'e kadar çıkmıştı. Mortgage dalgalanmasının başladığı 23 Temmuz'da yüzde 4.76 olan 10 yıllık faiz dün yüzde 3.61'e kadar indi. Tepe noktasına göre 1.72 puan azaldı. Halbuki Fed'in ağustostan bu yana yaptığı indirimlerin toplamı 1 puan. Üstelik gecelik faizler yüzde 4.25 düzeyinde ve ABD'nin 2007 yılı tüketici fiyat artışı yüzde 4.1 iken 10 yıllık faizler bu seviyeye indi.
Uzun vadeli faizlerin düşüklüğü bir yandan para sahiplerinin riskli araçlardan kaçarak güvenli limanlara sığındığını öte yandan da önümüzdeki dönem durgunluk beklendiğini, bunun aşılması için Fed'in faizleri düşürmeye devam edeceğini gösteriyor. Düşmekte olan faizleri önceden yakalayarak sermaye kazancı da elde etmek isteğine iyi bir örnek.
İki ayrı senaryo mu?
Bazı ekonomik veriler ve 10 yıllık faizler, ABD'de durgunluğa işaret etmesine ediyor. Ancak böyle bir durgunluk ihtimali karşısında, dünya emtia fiyatlarının ve hele ki petrol fiyatlarının düşmesi, en azından yükselmemesi beklenir. Dünkü düşüşleri hariç tutarsak, son aylarda ve haftalarda özellikle petrol fiyatlarında hızlı bir tırmanış yaşanıyor. Bu nedenle petrol fiyatları 100 doları bile gördü. Küresel dalgalanmanın başladığı 23 Temmuz 2007'de ise bu fiyatlar 74.7 dolar düzeyindeydi.
Demek ki
iki ayrı piyasa iki ayrı senaryoyu fiyatlıyor. En azından bir piyasada fiyatlar gerçek beklentiyi yansıtmıyor. Fiyatların üzerinde ciddi bir spekülasyon payı var. Bu piyasa da petrol piyasası olabilir. Zaten dünya ekonomik büyümesi ve son yıllardaki gelir artışı, daha yüksek petrol fiyatını absorbe edecek düzeyde. Petrol piyasasında sadece gerçek alıcı ve satıcılar yok. Yatırım fonları ve spekülatörler de var.
Nasıl bir spekülasyon?
Ancak neresinden bakılırsa bakılsın petrol fiyatlarının içinde ciddi bir spekülasyon payı bulunduğunu kabullenmek gerek. Bu faktöre rağmen
petrol fiyatlarının düşüşe hâlâ direniyor olması resesyon endişesinin daha yeni ciddiye bindiğinin göstergesi. Yoksa hangi piyasada olursa olsun, belli dayanakları olmadan spekülasyon yapılamaz. Dünya büyümesi, ABD kaynaklı bir resesyonla azalacaksa, petrol fiyatları nasıl yükselmeye devam edecek ki? Spekülatörlerden bazıları fiyat yükselişine oynasa bile, temel ekonomik verilerden hareket edenlere iyi para kazanma fırsatı vermez mi?
Sonuç
"En yüksek dağın bile eteği ovadadır." Japon Atasözü
Yayın tarihi: 17 Ocak 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/17//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.