Federasyon Genel Kurulu

Bizim jenerasyonumuz çoğunlukla "Hak kuvvetlinin" prensibine daima direnmiştir. Niçin? Çünkü onlar "Hak haklınındır" prensibine programlı eğitildiler onun için. Bundan şahsen zarar da gördüler. Ancak bu zararı bir mükafat algısı ile sindirdiler. Bununla övünerek kişilik de kazandılar. Şimdi ise devrin değiştiği görülüyor.
Yani "Delikli demir icat oldu, mertlik bozuldu" diyenler yanlış dememiş. Bu ifadelerim 'Federasyon Genel Kurulu' ve geçen haftaki 'kayyum meselesi' yazıma gelen tepkiler içindir. Federasyonu eleştiren yazım nedeni ile birileri beni 'iktidara yaranmakla' itham etmiş. Bunun böyle olmadığına bütün spor alemi şahittir.
Ancak bu noktaya nereden geldiğimizi de ben arz edeyim.
Biz bundan önceki seçimlerde hiç görüşmediğimiz halde 'gadre uğruyor' diye Ulusoy'a destek verdik. "Verdin de ne yaptın? Sen delege misin?" diyemezsiniz. Bir oya sahip delege ne ki, biz daha mühimini yaptık. Kendisine hem 1 oydan fazlasını verdirdik (taban birliklerinden) hem de yanında göründük.
Bundan daha mühimi, 'aday olup olmaması için görülen mahkemeye sunulmak üzere' kendisi lehinde 'delil' bulup verdik. Hem de canımız kadar sevdiğimiz Ayhan Bermek'e rağmen... Niye? "Hak haklınındır" diye. 'Mağdur ediliyor' diye...
Şimdi "İktidara yaranıyor" diyen federasyon yanlıları 'düştükleri yerden bir koca koltukla kalkmak' için direniyorlar. Hem de Türk futbolundaki bunca olumsuzluğa rağmen. Biz spor adamıyız. Hatır için Türk futbolunun heba olmasına göz yumamayız.
O nedenle; "Zulm ile abad olan. Sonunda berbad olur" dizelerini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayız.