Durup dururken bir Merkez Bankası taşınması sorunu çıktı karşımıza. Başbakan'ın geçen haftaki
"Kimseye danışacak değiliz. Yeri bile hazır" sözleriyle sorun yeni bir boyut kazandı. Siyasi tartışmaların dışında konuyu ekonomi ve piyasalara etkileri açısından bakacağız.
- Hükümet, Merkez Bankası'nı İstanbul'un bir finans merkezi haline getirilmesi projesine destek vereceği gerekçesiyle taşıyor. Kamu bankalarının taşınmasında yarar olabilir ama Merkez Bankası'nın İstanbul'a gelmesiyle ne yurt dışından bir kuruluş gelir ne de bazı işlemler buraya kaydırılır. Çünkü bütün bankacılık işlemleri artık elektronik ortamda yapılıyor, gözetleniyor ve denetleniyor. Bankalarla iletişim ve koordinasyon yine elekronik ortamda veya telefonla yapılıyor, gerektiğinde dövize müdahale ediliyor. Merkez Bankası, bankalacılarla toplanmıyor bile.
- Asıl toplantı yaptıkları devletin diğer ilgili kurumları. Merkez Bankası'nın asıl işi ve toplantı yaptığı kurumlar Ankara'da. Hükümetin kendisi yanında Hazine, DPT, BDDK, SPK başkentte. Bu nedenle
taşınmayla Merkez'in hükümete ekonomik danışmanlık yapma fonksiyonu azalacak veya zorlaşacak. Ekonominin koordinasyonu da zayıflayacak.
- Merkez'in İstanbul'a taşınmasıyla daha büyük ve daha pahalı bir kente gelinmesinden dolayı çalışanların yaşam kalitesi düşecek. Çalışanların mutsuzluğu, çalışma motivasyonunu olumsuz etkileyebilir. Bazıları aynı yaşam kalitesini yakalamak için, bankalarda iş aramaya başlayabilir. Sonuçta kaliteli eleman ve motivasyon yönünden Merkez Bankası zayıflayabilir.
- Merkez Bankası Başkanı taşınmaya taraftar olmadığını, bunun için kanun çıkartılması gerektiğini daha önce belirtmişti. Kanun çıkarsa da
"bunu uygulayacak birinin bulunması" gerektiğinin altını çizerek istifa edeceğini hissettirmişti. Şimdi
kanun çıkarsa, Başkan'a düşen istifa etmek. Yoksa bütün kredibilitesini kaybeder.
İstifa ederse de, Merkez Bankası bağımsızlığı dolaylı biçimde darbe yer. Piyasalar asıl bundan olumsuz etkilenir. Başkan atanması sorunuyla karşı karşıya kalınır. Kaldı ki, kurumun rizası alınmadan taşınmasına, hatta İstanbul Levent'te arsası bulunmasına karşılık Ataşehir'de olmasına karar verilerek ilk darbe vuruluyor.
- Bir de, iki şehir arasındaki farktan, ailevi ve kişisel nedenlerden, emekliliği dolanlardan dolayı taşınma sırasında çalışanların hatırı sayılır bir kısmı ayrılabilir. Her kurumun başka bir şehire taşınmasında bu durum ortaya çıkıyor. Tecrübeli elemanların gitmesi, yerine tecrübesizlerin gelmesi de piyasaları olumsuz etkileyebilir.
Bu nedenlerle "atılan taşın ürkütülen kurbağaya değmeyeceğini" düşünüyoruz.
"Taşınırken yolda bir kısmı telef olur ve onların yerine yenileri alınır, kerhen atanan başkandan da kurtuluruz" diye bakılıyorsa, o başka. Bu amaç gerçekleştirilir de, neyin karşılığında denirse, bazı yanıtları yukarıda.
- Sonuç- "Attığın okun varacağı yeri bilmen gerek." Türk Atasözü
Yayın tarihi: 15 Ocak 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/15//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.