Paralı üniversite tartışmasını çok önemsiyorum. Çünkü bu konu aynı zamanda, halkın içine itildiği " devletçi " ideolojiyi ve " popülist zihniyeti " de apaçık gösteriyor.
Tabii bir de haysiyet fukaraları var. Onları ilgilendiren gerçek değil, 3 kuruşluk siyasetleri:
"Paralı üniversite" konusunu kim dile getirdi? YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan ... Hocayı oraya atayan kim?.. AKP içinden çıkan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ... O halde, " YÖK Başkanı ne derse, ne önerirse karşı çıkmak gerekir! "
Hayalimdeki modeli genel hatlarıyla ortaya koyduktan sonra eleştirileri ele almak istiyorum:
1) Tüm devlet üniversiteleri paralı olacak... 2) İsteyen herkes burs alacak; öğrenci para vermeden, hatta harç dahi ödemeden okuyacak... 3) Ödeme mezuniyet sonrası yapılacak... 4) İş bulamayanların, işsiz kalanların ya da belli bir ücretin altında kazananların borcu ertelenecek...
Modele çeşitli ayrıntılar eklenebilir. Mesela: " 30 yaşından önce ödeme yapılmayacak " gibi...
Herkesin bir vatandaşlık numarasına sahip olduğu şu bilgisayar çağında öğretim borcunu takip etmek kolaydır.
Gelelim bu fikre karşı çıkanların savlarına.
- "
Üniversiteler ticarethane değildir "... Tam bir saçmalık. Bilgi bedava değil ki! Bilgiyi saklamak ve yaymak için hocasından kütüphanesine tonla para harcanmıyor mu? Bunun karşılığını vermek, niye üniversiteyi ticarethane yapsın?
- "
Böyle bir durumda çocukların yüzde 90'ı eğitim hakkından yararlanamaz "... Sığ bir popülizm. Öğrenciler okurken para ödemeyecek.
- "
Türkiye'de yoksulluk diz boyu. Bu vahşi kapitalizmin önerisidir "... İşte bir saptırma daha! Bugün üniversiteler nasıl finanse ediliyor? Halktan toplanan vergiyle değil mi? Söyleyin bakalım: "
Kendime " iyi bir gelecek sağlamak amacıyla devam ettiğim üniversite eğitimimi, niye "
başkaları " ödüyor?
- " Üniversite eğitimi devletin görevidir "... Hayır, değildir! Devletin görevi,
11-12 yıllık
"zorunlu temel eğitimi" herkese sağlamaktır. Üniversiteye gitmek ise zorunlu değildir, bir
" tercihtir ". Üniversite kurmak devletin "görevi" değil, toplumu kalkındırmak amacıyla güttüğü bir politikadır.
- "
Paralı sistem sınıf ayrımı yaratır"... Sizin dediğiniz "
peşin ödeme " durumunda geçerli olur. O zaman gerçekten de yoksul gençler okuyamaz. Ama "
ötelenmiş ve uzun vadeye yayılmış taksitli sistemde " o ayrım olmaz.
- "
Üniversite okumuş insanların uzun vadede topluma katacaklarının bir kısmını niye toplum finanse etmesin? En basitinden üniversite okuyanlar uzun vadede daha çok para kazanacakları için, daha fazla vergi ödeyecekler. " Bir okurumuz böyle diyor. Fikir ilk bakışta makul ama bizim tartışmamıza uymuyor. Çünkü "gelir" ve onun "vergilendirilmesi" ayrı bir konu. İlkokul mezunu olup tonla para kazanandan, üniversitede okumadı diye, daha az vergi almıyoruz. Ya da mühendisin vergisi daha fazla değil ki!
Not 1: Türban tartışmasında, "
Üniversitelinin kılığına kıyafetine karışmazsınız " diyoruz ya... Niye? Çünkü üniversite öğrencisi
" hizmet alan " konumundaki bir yetişkindir. Ve madem hizmet alıyor... Karşılığını da ödeyecek!
Not 2: Paralı üniversitede, devletin vesayetinden kurtulan öğrenciler de elbette geniş söz sahibi olacak!
Yayın tarihi: 9 Ocak 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/09//haber,BDDC0028F99042E999424EE74673D4FE.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.