kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Aralık 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
EMRE AKÖZ

Âleme verir talkını

Kısa bir tarama yaptım. Meğer konuya değinen başkaları da olmuş. Yine de iki kelime etmeden geçemeyeceğim...
TV'deki tartışma programında şeriatın kapıya dayanmasının kanıtı olarak Konya Vergi Dairesi'nin hazırlattığı afiş gösterildi.
Hani üzerinde, başı örtülü bir kız görüntüsüyle birlikte, " Vergi ver devletine, haram katma servetine " yazan afiş...
Ekrana doğru, " Bu ne biçim dangalaklık " diye bağırdığımı daha sonra fark ettim.
Benim açımdan, " al birini vur ötekine " durumu: Konya'dakiler vergi ile "helal kazanç" yani dini değerler arasında bağ kuruyor da... " Buradakiler " farklı mı?
Vergi dairelerinin üstünde uzun yıllardan beri kocaman harflerle "Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır " yazmıyor mu?
Laik devletin özelliği, çıkardığı yasaların dini ilkelere dayanmamasıdır. Elbette vatandaşlar dine bağlı olabilir ama laik devletin kendi mantığı ve meşruiyet dayanakları, dinle ilişkili değildir.
Yani laik devlet açısından kazancın kutsalı, helali ya da haramı olmaz. Vergi, hem çarkların döndürülmesi (mesela " savunma "), hem de toplumsal kalkınma (mesela " eğitim ") için gereklidir.
Her verginin kanunla belirlenmiş bir oranı vardır. Verirsen verirsin, vermezsen cezası kesilir.
Olaya " kutsallık " atfederseniz ya da " helal-haram " kazançtan söz ederseniz... Vergisini vermediği için karşısına dikildiğinizde, " Sana ne benim günahımdan " deyiverir adam. Yerden göğe kadar da haklı olur.
Laik ulus-devlet, kazançları " kutsal " ya da " helal " hale getirmek, böylece vatandaşlarını günahtan korumak için vergi almaz.
Yukarıda anlattığımız gibi, " hizmet " sunabilmek amacıyla vergilendirmeye gider.
Burnunun dibindeki sürüyle " gayri laik " slogana ve uygulamaya ses çıkarmayıp birkaç örneğe bakarak köpürenlere ne demeli?