Tam 36 sene geçmiş aradan.. Tamı tamına 36 sene.. Gene böyle karlı bir ocak akşamıydı, Yeni Sahne'den gecenin bir vakti çıktığım.. Dışarda kar yağıyordu. Taksi çağırmadım hemen.. Karın altında boş sokaklarda yürüdüm uzun uzun.. Az önce seyrettiğim oyundaki erkek gibi.. Karın altında gecenin bir vakti yürürken ıssız sokakta bir kadına rastlıyor, onu alıp evine getiriyordu.. Bugün 36 yıl sonra hâlâ hatırlıyorum.. Odanın gerisinde bir pencere vardı, dışında bir ağaç.. Harika bir dekor, harika bir ışıklandırmaydı. Dışarda karın yağdığını görüyordunuz..
Tarık Levendoğlu'nun unutamadığım dekorudur. Oyunu da o sahneye koymuştu. Ve de iki tiyatro efsanesi,
Nihat Akçan ve
Gülgun Kutlu nasıl şiir gibi oynamışlardı bu şiirsel oyunu.. Mikado'nun Çöpleri..
Melih Cevdet Anday !..
Ben 36 yıl önce izlerken, bu pazartesi gecesi izlediğim
Timuçin Esen'le
Devin Özgün Çınar herhalde doğmamışlardı bile..
Zaman geçiyor, ama Melih Cevdet'in oyunu yaşlanmıyor.. İlk sahneye çıkışı 40 yıl önce..
1967'de Kenterler İstanbul'da oynamışlar..
Müşfik'le Yıldız .. Yıldız ne güzel anlattı, Melih Cevdet Anday Sahnesi'ndeki 40. Yıl Galası'nda..
İsmail Ünal harika bir iş yaptı, Akatlar Kültür Merkezi'ni Melih Cevdet Sahnesi yapıp başına
Zeliha Berksoy'u getirerek. Türk tiyatrosunun en büyük oyuncu ve yönetmenlerinden, hocalarından Prof. Zeliha Berksoy, bizim kuşağın onu tanıdığı isimle Asiye de orada harikalar yaratmaya başladı.
Mikado'nun 40. Yılı dolayısı ile düzenlediği özel galada üzgündü. Ocak ayı için planladığı, üzerinde bir yıldır çalıştığı, Rusya, Macaristan, Polonya'dan onunla yaşamış konuklar çağırdığı bir hafta sürecek Nâzım Hikmet Sempozyumu'nu küçük bürokratik sebeplerle son anda iptal etmek zorunda kaldığı için.. Yazık..
Yıldız, Büyük Yıldız ne tatlı yaptı açılış konuşmasını.. Ne güzel anlattı, Mikado'nun Çöpleri'ni 40 yıl önce nasıl sahne ışıklarına çıkardıklarını..
Ne güzel anlattı, Melih Cevdet'i..
"Ölüme bile âşıktı. Çünkü o kendisinin içinde olmayacağı geleceği bile aşkla kucaklardı" dedi.. Ne güzel bir ifadedir bu..
"Ölümden korkmuyorum" dermiş sık sık son zamanlarında..
"Biraz daha yazayım. Biraz daha âşık olayım diye yaşamak istiyorum, biraz daha!.." Biraz daha yazmak, biraz daha âşık olmak için biraz daha yaşamak.. Lafa bakar mısınız?..
Modern dansın kurucularından Martha Graham'ın anekdotunu nakletti, Yıldız.. Yaşlılık günlerinde sormuşlar, "Ölüm hakkında ne düşünüyorsunuz" diye..
"Yaşam devam ediyor ya" diye emsalsiz bir yanıt vermiş..
Melih Bey de bir genç kadını terslemiş..
"Siz beni yaşlı görmekten utanmıyor musunuz" diyerek..
Aşk ve Yaşamak.. Melih Cevdet Anday'ı anlatan, anlatmaya yeten iki sözcük işte..
Yıldız, Ustanın "Rahatı Kaçan Ağaç" şiirini okudu bitirirken.. Onu kendi sözleriyle anlatmak için..
"Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın.
Geceyi gündüzü biliyor
Dört mevsimi, rüzgârı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı.
Ona bir kitap vereceğim
Rahatını kaçırmak için
Bir öğrenegörsün aşkı
Ağacı o vakit seyredin."
Zeliha'nın Mikado'su üçüncü yılında, hâlâ dolu dolu oynuyor. Timuçin'le Devin harika oynuyorlar..
Seyredin, hâlâ etmediyseniz, siz de..
Yayın tarihi: 9 Ocak 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/09//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.