Demokratik yöntem

Türkiye'nin terör sorunundan ayrı bir Kürt sorunu var.
Bu sorunu ülkeyi bölerek veya bütün Kürtleri sürerek çözemeyeceğimiz ortada.
Tek çözüm, demokratik yöntem.
Türkiye demokratik olgunlukta artık belli bir seviyeye geldi.
SABAH'ın dünkü manşeti, Mümtazer Türköne'nin "Diyarbakır adı, Amed olabilir" sözleriydi.
Yani pek çok konu tartışılabiliyor, gündeme getirilebiliyor.
Türkiye'nin tabuları azalıyor.
Ortaya konulan fikirlerle hemfikir olursunuz, olmazsınız ayrı bir konu.
Önemli olan, insanların çözüm önerilerini korkmadan, çekinmeden özgürce ortaya koyabilmesi.
Bu ortam, ülkeyi yönetenler için bir şans.
Çünkü ülkenin entelektüelleri suskunluklarını bozup ortaya çıkıyor ve demokratik çözüm yolları konusunda cesur önerilerde bulunabiliyor.
Türkiye bir yandan ülkeye yönelik saldırılarını sürdüren terör örgütüne karşı operasyonlarını sürdürürken, diğer yandan demokratik açılımda bulunabilir.
Taraf gazetesinden Neşe Düzel'e röportaj veren DTP'li Demirtaş'ın ifade ettiği gibi, şu anda demokratik yöntemler için en elverişli zemin mevcut.
Meclis'in atacağı hiçbir adım "taviz" olarak değerlendirilmeyecektir çünkü terör örgütüne ağır bir darbe indirilmiş, askeri alanda gereken yapılmıştır.
Ancak böylesi bir şiddet ortamı sürekli olarak sürdürülemez.
Böyle bir ortam Türkiye'ye hem enerji, hem zaman, hem maddi ve manevi kayıp verdiriyor.
Şiddetin bu coğrafyada bir siyasal yöntem olarak kullanılması artık geride kalmalıdır.
Bugün Türkiye bu şansı yakalamıştır ve heba etmemelidir.