Lig TV'nin parası vardır, kırılan HD kameranın yerine yenisini alabilirler. Polisten dayak yiyen arkadaşlara gelince, bu ne ilk (maalesef) ne de son olacak.
Bu mesleki dayanışma yazısı değil İstanbul'da yaşayan bir vatandaşın itirazıdır.
Cerrah ekranda
"Polis kimseyi dövmez" diyor ama bunu söylerken
"Kızdırma Şansal seni de ben döverim" tavrı takınıyor.
O zaman Cerrah'a birkaç soru soralım:
1 Mayıs'ta polisin kullandığı şiddet sonucu açılan soruşturmadan ne sonuç çıktı?
Raporun hepsine gerek yok,
pastanede karısıyla oturan adamı tokatlayan memur hakkında çıkan sonuç yeterli. Ya da iki yıl önce, 8 Mart Kadınlar Günü'nde kullanılan şiddete dair ne olup bitti?
Aslına bakacak olursanız bunların da çok fazla önemi yok.
Yarın Cerrah gider yerine bir başkası gelir ama bu tartışma bitmez. Önce oturup İstanbul polisinin halini konuşmak lazım.
Bunu konuşabilmek için somut bir verimiz var.
Çalışma ve yaşam şartlarının ağırlığı nedeniyle 15 bin polis başka illere tayin edilmek için sıra bekliyor. İptal edilen izinleri, yüksek kiraları, görev yerine ulaşma zorluklarını, lüks semtlerde "haritadan yer beğen" diye hava atanları, aynı kapkaçcıyı bir hafta içerisinde defalarca yakalamak zorunda bırakan yasaları, tayin gücü olan mafya gruplarını hepimiz biliyoruz.
İstanbul'un, teşkilatını "polis adam dövmez" diyerek değil polisini rahat çalıştıracak hale getirmeye çalışan bir emniyet müdürüne ihtiyaç var.
Türk Dışişleri'nde en fazla maaşı Tokyo Büyükelçileri alır çünkü Japonya'da yaşam pahalıdır. O zaman neden İstanbul'daki polise daha fazla kira yardımı, görev tazminatı verilmez.
Türkiye'nin her yerinde polisler 180 YTL fazla mesai ücreti alıyorlar. Sabah 8 akşam 5 çalışan bürolarda görevli polisler de bu parayı alıyor her gün 18 saat mesai yaptırılanlar da..
Neden biri çıkıp da mesaileri saat ücretine bağlamayı aklına getirmez ya da bunu önermez? Polisin çalışma koşulları hiçbiri bir vatandaşı dövmenin gerekçesi olamaz, olmamalı ama psikolojik durum da görmezden gelinmemeli...
Şansal Büyüka'yı ekranda yalancılıkla suçlamak mı kolay yoksa kendi teşkilatını anlamak, çözümler üretmeye çalışmak ve yukarıya bunlar için baskı yapmak mı?
Pazar gecesi olup biteni bilmem anlatabildim mi?
Not: "Cuma günü madalyonun öbür yüzünü yazacağım. Sadece yüzde 7'si lojmanda oturan, gereksiz kırtasiye işlerine koşturduğumuz polisleri..."
Yayın tarihi: 25 Aralık 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/25//sendir.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.