kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Aralık 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ERGUN BABAHAN

2008 ve sıkıntılar

AK Parti dünya konjonktüründen de yararlanarak sürekli büyüyen bir ekonomiyi yönetti.
Düne kadar işi daha kolaydı.
Ancak uluslararası piyasada yaşanan dalgalanmalar, Amerika'da başkanlık seçimine doğru ekonominin iyice sıkışması mutlaka buraya da yansıyacaktır.
Büyümeye ilişkin rakamlar işlerin artık eskisi kadar rahat olmayacağının ilk göstergesiydi.
Büyümesi yavaşlamış bir ekonominin siyasete yansımaları mutlaka olacaktır.
AB ile ilişkilerde yaşanan krizi de bunun üzerine eklerseniz, sivil siyasetin alanının daralması söz konusu olabilir.
AB rüzgârını kaybetmiş, genç nüfusu artarken ekonomisi yeterince büyümeyen bir ülkeyi yönetmek kolay olmayacaktır.
Türkiye'de yaşanan değişimi, Anadolu sermayesinin yükselişini türban üzerinden muhalefetle kesmek isteyen kesimlerin sesi daha gür çıkacaktır.
Bütün bunların üstüne Irak'ın geleceğinin belirsizliğini ve çözümü üzerinde bir türlü fikir birliğine varılamayan terör meselesini eklersek, yakın geleceğe umutla bakmanın çok kolay olmadığını görebiliriz.
Türkiye'nin sıkıntılarının çözümü daha fazla demokraside, daha fazla hukuktadır.
Sağlam bir hukuk düzeni herkesin yaşam biçiminin en büyük güvencesidir.
Bunu sağlamak için gerekli güç ve halk desteği bu iktidarın arkasında vardır ama seçimden bu yana ciddi bir tek adım atılamamıştır.
Tek başına iktidar olan bir partinin temel reformlar konusunda adım atamamasının tek nedeni, parti içi muhalefet olabilir.
Ancak bu partiyi yüzde 47'ye taşıyan görüş, parti içi muhalefetin görüşleri değildir.
Onlara yakın düşünen muhalefet partileri zaten şu anda Meclis'te mevcuttur.
AK Parti yönetiminin bu gerçeği görerek demokratikleşme sürecine daha fazla ağırlık vermesi gerekir.
Avrupa bizi oyalıyor diye demokratikleşme sürecinden vazgeçilmesi, yüzde 47'lik oy desteğine yapılacak en büyük ihanet olacaktır.
Artık harekete geçme zamanı gelmiştir.
Türkiye önümüzdeki dönem önceki beş yıldan daha zor yönetileceği bir sürece giriyor.
Buna hazırlıklı olmak şart.