İlişkimizi tehlikeye sokmamak için gece çıkmıyoruz
Tuluhan Tekelioğlu
15.12.2007
İLİŞKİLİ HABERLER
İlişkimizi tehlikeye sokmamak için gece çıkmıyoruz
"Beraber yaşarken medya öyle üzerimize geldi ki, "Evlenelim," dedik. Pek bir farkı yokmuş. Öyle de mutluyduk, böyle de mutluyuz. Şimdi de çocuk için sıkıştırıyorlar. Bir mağazaya giriyorum, hiç tanımadığım insanlar 'Bebek ne zaman?' diye soruyorlar. Bu çok rahatsız edici bir şey. Medya baskısını mahalle baskısından daha çok hissediyoruz. 30 yaşımdan önce çocuk yok. Zor-la-ma-yın!" diyor, Tülin Şahin. "Hesapsız kitapsız bir aşk ilişkisi bizimki," dediği Memet Özer'le iki sene önce evlenmiş. Onlarla güneşli bir pazartesi, Bebek Otel'de buluştuk. Söz konusu güzel bir kadın olunca, Kutup objektifini daha güzel konuşturdu. Eşi Memet Özer de son derece mütevazı, kültürlü, üstelik yakışıklı. Birbirlerine çok benziyorlar. Hızlı hızlı konuşmaları, mimikleri, gülüşleri... Modern bir Türk burjuva aile hayatı süren ikili, önce evlenmek istememiş. Beş yıl birlikte yaşamışlar. Ancak medya baskısına dayanamamışlar. Şimdi evliler ve hayatlarında değişen hiçbir şey yok. Ama anlatmak istedikleri başka bir şey var. Khalil Gibran'ın dediği gibi 'Onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz, fakat onları sizin gibi yapmaya çalışmayın'. Tülin Şahin ve Memet Özer üstüne basa basa, "Bizi kendiniz gibi yapmaya çalışmayın," diyorlar.. Aile rollerini bile farklı üstlenmişler. Genelde evde bekleyen Memet, seyahat eden Tülin. Mutfağa girip yemek yapan Memet, temizlik işlerine bakan Tülin. Evlenirken sözleşme de yapmayan çift, "Bu büyüyü bozan bir şey. Hiçbir zaman boşanırız diye düşünmedik. İki taraf da bunca zaman birbirine bir şey hissetmişse, iyi niyeti zaten varsa, bir gün ayrılırken bile birbirini ortada bırakmaz," diyorlar: "Biz böyle bir sözleşmenin içine girmek istemedik! Sadece âşık olarak evlendik. Evliliğimizin sonuna kadar da âşık kalmak istiyoruz!"
- Bir işadamı ve mankenin evliliği nasıldır?
- M.Ö: Eğlenceli. Tülin bazı sabahlar benden de erken kalkıyor.
- T.Ş: Genelde 05.00 gibi uyanıyorum. Sabahın erken saatlerinde yollardayım İstanbul'da. Bir olay falan olsa, televizyonda canlı yayından bildirebilirim (gülüyor). Çekimler çok erken saatlerde başlıyor. Yüz daha tazeyken, vücut daha diriyken yapılır çekimler. Karşı tarafta oturduğumuz için köprü kilit olmadan işe varmak istiyorum.
- M.Ö: Tülin'in akşam 20.00'de uyuduğu zamanlar da oluyor. Ben gece 01.00'den önce uyuyamam.
DEĞİŞTİRECEKSEN EVLENME
- Beş yıl birlikte yaşadınız. Sonra birden evlenmeye karar verdiniz. Neden?
- M.Ö: Tanıştıktan bir hafta sonra beraber yaşamaya başladık. Bizi tanıştıran Acun Ilıcalı'dır. İkimizin de ortak arkadaşı. Bir gün Zeynep'le Acun'un evinde gördüm Tülin'i. İlk başta çok sevmedik birbirimizi. Şöhretli, meşhur biriyle olmak aklıma gelmedi önce. Zaman içinde karşılaştıkça yelkenler suya indi.
- T.Ş: Burnu havada bulmuştum önce Memet'i. Acun'un bütün arkadaşları benimle konuşurken Memet yanıma bile gelmemişti. Brad Pitt gibi adamları yakışıklı bulmam. Ama Memet'in güzelliği beni etkiledi. Tanıştıktan birkaç gün sonra yine grup olarak bir pazar günü, tabu oynamak için Memet'in evinde buluşma kararı almıştık. Sağanak yağmur vardı. Baktım, bir tek ben gelmişim. Bana makarna yaptı. Çok romantik bir yemek yedik, aşkımız böyle başladı.
- M.Ö: Bir hafta sonra Tülin bana taşındı. Aslında benim ona taşınmamı istemişti...
- T.Ş: "Annemler bir üst sokakta oturuyor, Cadde'de (Bağdat Caddesi) doğdum büyüdüm, buraya alışığım, her şeyim burada, manavım, kasabım vs." dedi, beni ikna etti. Haziranda Tarkan'ın Kuzu Kuzu albümünün lansmanı vardı. Büyük bir heyecanla Tarkan'ı bekliyoruz. Omuzuma tık tık vurdu Memet, evlenme teklif etti. Hangisine çığlık atacağıma şaşırdım...
- M.Ö: Bu tekliften ancak beş sene sonra evlenebildik. Evli gibi yaşıyorduk. Bizim için evli olmamanın bir şey değiştirmeyeceğini düşünüyorduk. Ama son zamanlarda mahalle baskısı diyorlar ya, asıl medya baskısı oluşmaya başladı üzerimizde. "Ayrılıyor musunuz? Aranız mı kötü? Neden evlenmiyorsunuz?" diye nerede görseler sıkıştırıyorlardı bizi.
- T.Ş: Danimarka'da doğup büyümüşüm. Oradaki insanlar için, beraber yaşamak evlenmekle aynı şey. Evlenmek hayatımızda hiçbir şeyi değiştirmedi. Doğal, sevgi dolu, hesapsız, kitapsız bir aşk hikâyesiydi bizimki. Baskılar bizi evliliğe zorladı. Ama şimdi de çok mutluyuz. Bence evliliğe hesap kitap yaparak giren kadınlar çok mutsuz oluyorlar. Özellikle Türk kadınları, evleneceği erkeğe, 'Onu mutlaka değiştireceğim' gözüyle bakıyor. O zaman niye evleniyorsun ki?
- M.Ö: Tülin bir gün geldi, "Mesleki kariyerim açısından Milano'ya gitmem gerekiyor, ne dersin?" diye sordu. Zor bir karardı bizim için. Gidince altı ay, belki yedi ay orada kalacaktı. Benim yerime başka biri olsaydı "Gitme," diyebilirdi ama gitmesini doğru buldum.
- T.Ş: Bizi çok güçlendiren bir dönem oldu. Birbirimizi çok özledik. Bir sınav gibiydi, güçlü çıktık.
- M.Ö: Milano deneyimi hem Türkiye'deki meslek hayatını hem de yurtdışındaki işlerini çok olumlu etkiledi.
- T.Ş: Şimdi tek fark, işlere Milano'dan değil İstanbul'dan uçuyorum. Ama hayatım uçaklarda geçiyor. New York, Mayorka, Paris... Dünyanın en uzak köşesine gitmek için bile beş dakika içinde bavul yapabilirim. Memet'in bavullarını bile ben hazırlıyorum. Öyle alışkanlık kazandım ki...
- Eşinizin bu kadar seyahat ediyor olması, ilişkinizi nasıl etkiliyor?
- M.Ö: Zararı da olmuyor, yararı da. Nötr. Ben çok anne-babacıyımdır. Bir üst sokağımda oturuyorlar, maçları babamla izlerim, onlarla arkadaş gibiyim. Tülin de onları çok seviyor. Tülin'in arası onlarla sıcak olmasa, ben de zorlanabilirdim. Gelin ailenin seveceği biri olmalıydı (gülüyor).
- T.Ş: Modern ve kültürlü insanlar. İki aile de birbiriyle iyi anlaşıyor.
ÇOCUĞA HAZIR DEĞİLİM
- Medyada gıpta edilen çift olarak görülüyorsunuz. Üzerinizdeki baskılar bitmiştir herhalde..
- T.Ş: Şimdi bitmek bilmeyen bir çocuk sorusu var. Karar aldım, üç yıldan önce çocuk yok! Bunu anlayamıyorum. Sanki çocuk için evlenilirmiş gibi bir yargı var. Bu bana bencilce geliyor. İki insan hayatının sonuna kadar beraber olmak için evlenir. "Bundan çocuğumu yaparsam hayatım garanti altına alınır," diye değil yani. Şu an Memet'e doymak istiyorum, evliliğime doymak istiyorum. Çocuğumu ondan sonra doğurmak istiyorum. Çocuk için hazır değilim. Allah'tan Memet de bu baskıyı bana yapmıyor. Değil mi büyük?
- M.Ö: Tülin'i tanıdığımda 21 yaşındaydı. Bu yüzden onu 'Küçük' diye çağırıyordum. O da o zamandan bu yana bana 'Büyük' der.
İLİŞKİLİ HABERLER
İlişkimizi tehlikeye sokmamak için gece çıkmıyoruz
Yayın tarihi: 22 Aralık 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/22/ct/haber,7608FB8A4749475EACE29E2B5113BF68.html
Tüm hakları saklıdır.