Editörlerin işi zor. Gelen haberleri büyüteç altına almak, sorgulamak, yeniden yazmak ve anlaşılır bir dille sunmak onların işi. Ancak günün telaşlı akışı içinde her şey her zaman istenen şekilde olamıyor.
Editörler gazetenin belkemiğidir. Şeflerinin 'olur' verdiği, çoğu kez de 'yönlendirdiği" muhabirlerden gelen haberleri kılcal bir denetimden geçirip, sorgulanması gerekli ne varsa sorgulamak, bazı bölümleri yeniden yazmak, şüpheli veya eksik bulunan haberleri gerekirse basmamak, sayfada haberin albenisini artırıcı sunumları düşünmek ve metinleri en anlaşılır halleriyle okura ulaştırmak onların sorumluluğunda.
Bu nedenle editörlerin yükleri özellikle ağırdır. Günün telaşı bu yüklerle bir araya gelince hata payları da artar.
Baskı saati yaklaştıkça, zaman, titizlenmenin önüne setler çekmeye başlayıverir.
Hafta içinde gazetede yer alan bir anlam kaymasından ötürü yazıyorum bütün bunları.
Haber, araştırmacı
Rıfat Bali'nin bir süre önce İngilizce yayımlanan kitabının
Latife Hanım'la ilgili kısmını öne çıkarmaktaydı. Çarşaf giyme yasağıyla ilgili olarak
Latife Hanım'a atfedilen görüşler, 10 Aralık tarihli gazetenin baş sayfasında,
Şaşırtan Mektup başlığı altında, "Latife Hanım çarşaf giymenin engellenmesini mektup yazıp eleştirmiş" spotu ardından şöyle aktarılıyordu:
"Rıfat Bali'nin kitabına göre Latife Hanım mektubunda 'Atatürk, şeytani bir kadının etkisiyle çarşafı yasaklamak istiyor ama çarşaf ve kadınların ne giyeceği yukarıdan zorla kabul ettirilemez, ettirilmemeli' diyor."
İç sayfada ise
Latife Hanım'ın Şaşırtan Teklifi başlığı altında ayrıntılara uzun uzun yer verilmişti.
Bir bölümde şöyle deniyor:
"Rıfat N. Bali'nin resmi Amerikan arşivlerinden bulduğu belgelerle oluşturduğu kitapta Latife Hanım'a ait bir mektup da yer alıyor. Latife Hanım, mektupta, 'şehevi duygular beslediği bir kadın yüzünden kendisinden boşandığını' belirttiği Atatürk'e ve onu kendisinden ayıran arkadaşlarına kızgınlığını dile getiriyor. Latife Hanım, kızgınlıkla kaleme aldığı bu mektupta kadınların örtünmesine yasak konmasını da eleştiriyor..."
Haberin çıkışının ertesi günü, muhabir
Tutkun Akbaş ombudsmana başvurdu.
Notu şöyleydi:
"Haberimde nedenini çözemediğimiz biçimde bir yanlışlık yapılmıştır. Gerek benden bölüm şefimize giden ve gerekse de oradan haber havuzuna gönderilen haberimde olmadığı halde, yayımlanan metinde '
şehevi duygular beslediği bir kadın yüzünden kendisinden boşandığı' ibaresi yer almaktadır. Şehevi sözcüğü ne tarafımca kaleme alınan haber metninde, ne de konusu edilen Latife Hanım'ın mektubunda geçmektedir. Dolayısıyla yapılan bu hatanın düzeltilmesini sizden rica ederim."
Yine aynı gün Latife Hanım'ın akrabalarından
Mehmet Sadık Öke de arayıp bu haberle ilgili aynı nedenle eleştiriler yöneltti.
Baş sayfada doğru olarak verilen "şeytani" sözcüğü, editör tarafından yanlışlıkla "şehevi"ye dönüştürülüp iç sayfada tamamen farklı bir anlamda habere sızmış. Muhabir Akbaş, daha sonra editor Metin Sever'le görüşmüş. Sever, yanlışlıktan ötürü muhabirden özür dilemiş. Bu aynı zamanda okurlardan da özür anlamına geliyor tabii.İç sayfadaki başlığı da doğru bulmadım. Bence bu haberde geçen mektupta bir eleştiri var. 'Teklif' sözcüğü aşırı zorlama olmuş.
Yayın tarihi: 17 Aralık 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/17//baydar.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.