kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Aralık 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Basmane’deki Oteller Sokağı, mültecilerin en çok vakit geçirdikleri yerlerin başında geliyor.

Umut yolcuları

MÜJGÂN HALİS
İzmir'in Basmane semtinde binlerce mülteci umut yolculuğu için sırasını beklerken, açlıkla ve yoksullukla mücadele ediyor. Kolaya ekmek banarak karınlarını doyurmaya çalışan mültecilerin birçoğu ülkesindeki savaştan kaçmış..
Burası, izmir Basmane'deki Oteller Sokağı. İrili ufaklı 250 otelin bulunduğu semtte, resmi rakamlara göre 900 civarında, gayrı resmi verilere göre ise 2 bin civarında mülteci yaşıyor. Sokak adeta bir küçük Afrika ve minyatür Ortadoğu gibi. 72 milletten insanla karşılaşmak olası. Oteller Sokağı'nda kadın, erkek, yaşlı, genç her milletten mülteci ve sığınmacı var. Havanın güneşli olduğu günlerde kaldıkları otellerin önünde kâh bağdaş kurup, kâh banklarda oturarak zaman dolduruyorlar. Onların büyük kısmı hayallerini gerçekleştirmek için hazırlandıkları umut yolculuğunda Yunan adalarına ve İtalya'ya geçmek için sırasını bekliyor. Bir kısmı da, Yunanistan diye kandırılarak İzmir'in kıyılarına bırakılmış ve beş parasız oldukları için çaresizlikten Basmane'nin ucuz otellerinin yolunu tutmuş.

RESMİ DİL SOMALİCE
Oteller Sokağı'nın çeşitli yerlerinde Somalice afişlere, ilanlara rastlamak mümkün. Türkiye'yi o kadar benimsemişler ki, Afrikalı erkekleri kahvelerde kâğıt ve tavla oynarken; kadınları ise kaldırımda sohbet ederken, pazarda ucuz yollu alışveriş yaparken ya da elinden tuttuğu çocuğunu avuturken görmek çok doğal. Basmane'deki mültecilerin ülkeleriyle tek bağlantıları telefon ve internet. O yüzden son aylarda sokaktaki telefon bayilerinin sayısı hızla artmış. Telefon bayilerindeki bilgisayarlar da yine mültecilerin internet ihtiyacını gideriyor. Basmane'deki Somalilierin, Iraklıların, Afganların ve Filistinlilerin neredeyse tamamı ülkelerindeki savaştan kaçarak Türkiye'ye gelmiş. Tabii oradaki açlık ve yoksulluk da ülkelerini terk etmelerinin bir başka nedeni. Oteller Sokağı'ndaki en büyük otellerden biri olan Paşa Konağı Oteli, eski Osmanlı paşalarından Tevfik Paşa'nın yaşadığı konak. 250 yıllık bina, şimdi dünyanın dört bir tarafından gelen mültecilerin 3-5 milyona başlarını soktukları en önemli mekânlardan biri artık. Otelin sahibi Mustafa Akarca, özellikle son bir senedir mülteci akınının arttığını söylüyor.

ÜLKELERE GÖRE ODALAR
25 odalı ve 80 yataklı otelde, mülteciler üst üste yatıyor. Dört yatağın olduğu bir odada bazen 10'dan fazla mülteci kalıyor. Otelde odalar, geldikleri ülkelere göre doğal bir sınıflamaya ayrılmış durumda. Somalililer, Afganlılar, Filistinliler ve Iraklıların her biri kendi vatandaşlarıyla kalıyor. Mustafa Akarca, mültecilerin Türkiye'ye çoğunlukla resmi yoldan girdiğini ama ülkeden çıkarken yasadışı yoldan çıkmak dışında bir seçeneklerinin olmadığını anlatıyor: "Gelmelerinin tek sebebi buradan kaçmak. Buraya gelirken insan tacirleriyle ilişki kurarak geliyorlar, geldiklerinde başka bir insan taciri onları bekliyor oluyor." Mustafa Akarca'nın babası emekli polis memuru Ayhan Karaca ise özellikle Basmane'deki birçok otel sahibinin insan kaçakçılığı şebekeleriyle işbirliği yaptığı iddiasında. Seferihisar'da yaşanan ve 80 mültecinin hayatını kaybettiği tekne kazasında, kendi otellerinde kalan dört kişinin de öldüğünü söyleyen Akarca, bu dört kişinin ismini anımsamıyor, onları fotoğraflarından tanıdıklarını söylüyor: "Burada o kadar yoğun bir sirkülasyon yaşanıyor ki, isimleri aklımızda tutmanın imkânı yok. Zaten o kişileri de biz değil, tercümanımız anımsadı." Basmane'deki mülteciler sefalet koşullarında yaşarken, onlara yardım elini uzatanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Bunlardan biri de semtteki Hatuniye Camii Derneği. Derneğin başkanı ve caminin imamı Nuri Akay, son dört aydır mültecilere öğle yemeği verdiklerini anlatıyor. Her gün karşılaştıkları açlık ve sefalet görüntülerinin kendilerini çok etkilediğini söyleyen Akay, camiye yapılan bağışlarla böyle bir girişimde bulunmaya karar verdiklerini söylüyor: "O kadar açlık çekiyorlardı ki, kaç defa plastik kolanın pet şişesini kesip, içine ekmek banarak karınlarını doyurduklarını gördüm."

SOMALİLİLER KONUŞKAN
Paşa Konağı'nda çaycılık yapan Filistinli Şaban dört aydır İzmir'de. Müşteri olarak geldiği otelde, bütün parasını insan kaçakçılarına kaptırdıktan sonra, otelin günlüğü 5 lira olan ücretini bile ödeyemez duruma gelince, işe alınmış. Ayhan Karaca, "Artık otel parasını bile veremiyordu, şimdi bize yardım ediyor. Biz de ona yatacak yer sağladık ve yemek veriyoruz," diye konuşuyor. Şaban'ın Türkiye'den ayrılmak istemediğini söyleyen Karaca, "Ona 'Paranı biz verelim, umudunun peşinden git,' dedik ama kendisi gitmek istemedi," diyor. Oteldeki Somalililerle, odalarındaki piknik tüpte yemek yaparken karşılaştık. Mültecilerin arasında Türkiye'ye en çok uyum sağlayan ve konuşkan olanlarsa Somalililer. Alüminyum tavada pişirdikleri sebze yemeğine ekmeklerini banarken sorularımızı yanıtladılar. İzmir'e bir sene önce gelen Somalili Sait, 22 yaşında. Somali'de 18 yıldır süren ve babasını da kaybettiği savaş nedeniyle ülkesini terk ettiğini ve bu yüzden ülkesindeki eğitimini bile yarıda bıraktığını söylüyor. İzmir'de saat satarak geçimini sağlayan Sait, kazandığı parayı artırarak Somali'deki annesine gönderiyor. Pasaportunun olmadığını, Türkiye'de kaçak olarak kaldığını söyleyen Sait, her şeye rağmen Türkiye'yi sevdiğini, tek amacının burada iş bulup çalışmak ve burada yaşamak olduğunu söylüyor. Bir başka Somalili ise 30 yaşındaki Jazi. Türkiye'ye iki ay önce gelen Jazi de savaştan kaçanlardan. Ülkesinde üniversitede okurken, her şeyi geride bırakarak İzmir'e gelmiş. Onun da tek amacı para kazanmak ve savaş nedeniyle kaybettiği yılları telafi etmek. Hayal kuramadığını anlatırken, "Bize sadece iş lazım," diyor kırık dökük Türkçesiyle.
Haberin fotoğrafları