YÖK'ün olduğu yerde özgürlük olmaz

Ne yedin ne giydin, kafana ne sardın, derste ne öğrendin, kaç aldın derdinde değilim. Çünkü üniversite, bunlardan çok daha fazla şey öğrenilen bir yerdir. Üniversite kendin gibi olmayan insanlarla tanışıp, onlara saygı duymayı öğrendiğin yerdir. Fikirlerini (ister saçma, ister değil) keşfettiğin ve bunları dile getirmenin ayıp olmadığını gördüğün yerdir. Kendin gibi düşünenler olduğunu, hayatta yalnız olmadığını anladığın yerdir. Senden önce, senden çok başka yerlerde ve ortamlarda yaşamış insanların fikirleriyle tanıştığın yerdir. Tek doğrunun olmadığı, araştırmanın sürdüğü yerdir. Kendin gibi genç insanlarla toplandığın, karşılaştığın, yeni kültürü ürettiğin, değiştirdiğin, şekillendirdiğin yerdir.

ÜNİVERSİTELER YERELLEŞTİ
Annenden babandan kurtulduğun yerdir. Çünkü kurtulmak zorundasın. Dünyaya açılmak zorundasın. Korkunu yenmek zorundasın. Kendin gibi olmayanları anlamak, onlarla yaşamak, onlarla paylaşmak, kişisel haklarına sahip çıkmak ve korumak için evden ayrılmak zorundasın. Ve bunu üniversitede yapabilirsin. Yoksa dershane gibi sabah akşam gir çık, ne fayda... Ama üniversite 80 sonrasında YÖK sayesinde adı üzerinde 'üniversal/evrensel' bir anlayıştan yerel düzeye geçti. Mahalledeki lise oldu. Yusuf Ziya Özcan'ın 'serbest üniversite' hayaliyle, bizatihi YÖK'ün kendisi tezattır. Söylediklerinde samimi biri, ilk iş YÖK'ün tasfiyesi için çalışmalıdır. Çünkü YÖK'ün müsaade ettiği derecede özgür olabilen bir üniversite, özgür üniversite değildir. Yarın değneği başkası aldığında, olan yine öğrenciye, öğretim görevlisine olacak. Serbest üniversite yine yalan olacak. İster türban tak, ister baklava kazak giy, fark etmez. Çünkü YÖK'ün olduğu yerde özgürlük, eşyanın tabiatına aykırı.