Son zamanlarda çok sık duyar oldum. "Ben kendi kendime çözerim, kendimin doktoruyum, tedavi ederim," gibi konuşmalar artmaya başladı. En son yeni doğum yapmış bir annenin konuşmasına kulak misafiri oldum. "Hamileyken devamlı internetten bir şeyler okuyor ve doktoruma 'Böyle olmalı,' diye anlatıyordum. Bir gün bana 'O zaman gelmene gerek yok, takipleri ve doğumu kendin yaparsın,' dediğinde kendime geldim." Bilgilenmek gerçekten güzel. Araştırmak, okumak, öğrenmek... Öğrenilenleri uygulamaya çalışmak, çok daha güzel. Tek bir şeyden emin olmak gerekir: Öğrendiklerimizin doğruluğundan ve yeterliliğinden emin olmak. Bu görüş ve istek o denli yaygınlaştı ki "Kendi kendine..." ya da "Kendinin..." diye başlayan kitaplar 'En çok satanlar' listesinden eksilmiyor. Peki, her zaman işe yarar mı? Aslında bu yayınları okuduğunuzda birçok bilimsel veri görebiliyorsunuz. Aynı zamanda "Bunlar çok basit, ben bunları aslında biliyorum," duygusuna da kapılıyorsunuz.
NE ZAMAN İŞE YARAR? Olumlu düşünme önerilerini hiç denediniz mi? Çok sıkıntılı, üzgün, perişan olduğunuzda, önerildiği gibi olayların olumlu yanlarını düşünmeye çalışın. Çoğunlukla zaten ruh durumunuz buna uygun olmadığından başaramayacak, başaramadığınız için kendinizi daha yetersiz hissedecek ve sıkıntınız artacaktır. Oysa bunun yerine sıkıntınızı yakın biriyle ya da bir uzmanla paylaştığınızda, yalnız kalmak yerine kalabalığa karıştığınızda olumlu düşünemeseniz de sıkıntınız azalacaktır. Edindiğimiz bilginin nereden kaynaklandığını bilmek gerekir. Sizinle aynı süreçleri yaşadığını söyleyen birinin önerdikleri her zaman aynı etkiyi yapmaz. Zaten yaşamak, çözümü de öğretmeyebilir. Öyle olsa hiçbirimiz benzer hataları tekrarlamaz, benzer hastalıkları yeniden yaşamazdık. O kişinin yaşadıklarınızı anlayabilmesi, çözümü bildiğinin göstergesi değildir. Bilimsel temeli olan, uzman kişilerce hazırlanmış, altında isim bulunan bilgileri dikkate almak ve o bilgilerin sorun kendinde olduğunda, tek başına uzmanın bile işine yaramadığını düşünmek gerekir. Uzmanı olduğu konuda sorun yaşayan kişi, aynı konuda başka bir uzmandan yardım ister. Bunu yaptığı sürece gerçek uzmandır. Tabii uzmanın unvanını da iyi sorgulamak yarar sağlar. İnternet sitelerinde ve kitaplarda çeşitli uzmanlık unvanları var. Dikkatli bir araştırma yaptığınızda, asıl eğitimi bambaşka olan kişilerin, iki üç haftalık sertifika programlarından aldıkları katılım belgelerine dayanarak farklı alanda bilgi verdiğini görebilirsiniz. Aslında bilgi verdiğini değil, öyle sandığını ve unvanıyla bir şekilde sizi yanılttığını görmek mümkündür. Geçen gün bir hastamın yardım aldığını düşündüğü 'doktorun', iktisat doktoru olduğunu birlikte keşfettik. Bilgilenmek, dinlemek, araştırmak, okumak çok önemli. Bilginin kaynağını, geçerliliğini de kendi süzgecimizden geçirmemiz gerekir. Gazete haberleri de dahil buna. Bazen günlük haberler, bazen ülkeyi ilgilendiren haberler, bazen de sağlık haberleri... Hepsine bakmak, okumak, ama inanmadan düşünmek, araştırmak gerekir. Unutmayalım kendi kendimize de çevremize de ülkemize de en iyi yardım, gerçeğin ve doğru bilginin peşine giderek yapılabilir.
Yayın tarihi: 15 Aralık 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/15/ct/haber,956CFD0362094887AD61CA7B3DCB4E75.html
Tüm hakları saklıdır.