Tablo alışılmışın dışında... Sessiz olanlar çocuklar, gürültü yapanlar, kargaşa yaratanlar anne babaları... "Hişt sessiz olun," diye uyarıyorlar ebeveynlerini. Çünkü büyüklerinin sandığının aksine onlar bir yarış içinde değil. Onlar düşünüyor, karar veriyor ve izliyorlar. Çünkü onlar satranç oynuyorlar. 103 ükeden, bin 500'den fazla çocuk. Birbirlerinin dillerini bilmiyorlar. Ama onların ortak bir dillleri var: Satranç. Tüm çocukların ortak dili oyundur. Hiç konuşmadan, hiç tanışmadan saatlerce oynayabilirler ve dost olurlar. Bu çocuklar ise satranç oynayarak sadece kendileri dost olmuyor, ailelerinin de ortak bir dil bularak arkadaş olmalarını sağlıyorlar. Nerede mi? Antalya, Kemer'de düzenlenen 2007 yaş grupları Dünya Şampiyonası'nda. Limra Otel'de bin 500 çocuğun sesleri yankılanırken, önce antrenörlerinin yanında toplandılar sonra da sevimli bir sessizliğe gömüldüler. Kızlı erkekli, santranç tahtalarının başında, yanlarında küçük uğurları, yüreklerinde heyecanları Türkiye Satranç Fedarasyonu'nun düzenlediği organizasyonun başlamasını izledim. İzlerken de aklımdan birçok şey geçirdim. Federasyon Başkanı Ali Nihat Yazıcı'nın satrancın yaygınlaşması için verdiği çabanın nedenlerinden, ana sponsor Türkiye İş Bankası'nın kumbarasında para yerine 'düşünen çocuklar' biriktirmeye başlamasına, anne babaların milliyetleri olmadan yaptıkları hatalardan, satrancın çocuk gelişimdeki yerine uzanan birçok düşünce...
ÇOCUK GELİŞİMİNE ETKİSİ
Satranç bir spordur. Tüm spor faliyetleri gibi çocukların sosyalleşmelerinde katkısı vardır. Yapılan çalışmalar, spor yapan çocukların okulda başarıyı artırdığı gibi, çocuğun arkadaşları tarafından kabulünü de artırır. Bu faaliyetler içinde satranç en etkili olanlardan biri olarak saptanmıştır. Ayrıca satranç, hafıza gelişimi, dikkat artımı ve bilişsel gelişim içinde önemli etkinlikler arasında yer alır. Satranç oynayan çocukların daha gerçekçi, duygularını düzenleyebilen ve pozitif çocuklar olduğu görülmüştür. Sadece zeki insanların satraç oynayabildiği kanısı yaygındır. Aslında zekâ ve satranç becerisi geliştirilebilen yeteneklerdir. Yani iyi satranç oyuncusu olmanız, zekânızdan çok ne kadar alıştırma yaptığınızla bağlantılıdır. Tecrübeniz arttıkça, daha iyi oyuncu olursunuz. Zekâ ise kullanılmadığı zaman gelişmez. Satranç, çocuğa zekâsının çeşitli bölümlerini çalıştırma şansı tanır.
BAŞLAMAK İÇİN GEÇ Mİ?
Birçok şey gibi erken başlayanın daha fazla yol alacağı kesin. Ama yaşınız kaç olursa olsun, çocuğunuzla birlikte başlamak için sanırım geç olmaz. Hem onun gibi düşünebilme şansınız olur hem de onunla zevkle paylaşacağınız ortak bir noktanız... Satrancın birçok okulda seçmeli olarak başladığını öğrendim. Daha da önemlisi bu süreçte federasyon ve bakanlığın ortak çalışmasıyla öğretmenler, satranç öğrenmişler. Sayı gittikçe artıyormuş. Sevgili öğretmenlerin Öğretmenler Günü'nü kutlarken, bu çabaları için bir kez daha saygılarımı yolluyorum. 28 Kasım'da şampiyona sona erecek. Sonuçları merak ediyorum. Merak ettiğim şeylerden biri de aşırı müdahaleci aileleri dilleri, milletleri farlı ama yürekleri bir ve satranç dilini konuşan çocukların biraz olsun eğitip eğitemedikleri... Sonuçları ve aileleri sizinle paylaşacağım. Merak etmeyip, emin olduğum sonuç ise bu tür etkinliklerle kazananın her zaman ülkemizin ve dünyanın geleceği olduğu... Çünkü çocuklar için geleceğe değil, gelecek için çocuklara yatırım yapmak gerekir.
Yayın tarihi: 24 Kasım 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/24/ct/haber,D66723AB08CF4E528CF401AC4607417D.html
Tüm hakları saklıdır.