-Melbourne-
İki gündür İstanbul'a dünyanın en uzak noktası,
Avustralya'nın Melbourne kentindeyim. Yirmi saati aşkın yolculuktan sonra biraz yorgunluk ve biraz da zaman değişimi açısından şaşkınlık yaşasak da ilk izlenimlerim her açıdan ilgi çekici.
Öncelikle dünyanın güneyindeki bu ada ülkesi birçok açıdan şaşırtıcı... Bir kere ülke hala sembolik de olsa
Kraliçe 2. Elizabeth'e bağlı. Anayasal monarşi altında parlamenter bir sistemle yönetiliyor.
Cumhuriyet değil yani. Hatta 1999'da yapılan referandumda Avustralyalı seçmenlerin yüzde 55'i cumhuriyet yönetimine geçmeyi reddetmiş.
Bize ters gelse de gerçek bu.
Avustralya; geçmişine, coğrafyasına ve sosyal tarihine uygun federal bir yapı yaratmış. Yerel yönetimler, eyalet hükümetleri, merkezi federal hükümet ve valiler biçiminde bir hiyerarşi var.
Ülke 7 eyaletten oluşuyor. Her eyaletin kendi parlamentosu ve hükümeti var.
Çok kültürlülük bu ülkede özenle korunuyor ve destekleniyor.
Resmi dil dışında yaklaşık 129 dilin yaşatılması ve öğretilmesi için hem yerel, hem de federal hükümet inanılmaz bir destek veriyor.
Türkiye'de Kürtçe üzerine yapılan tartışmaları düşününce şaşırmamak elde değil.
Avustralya'da kendi ana dilini öğrenmek en doğal hak. Dahası bu hakkı yerine getirmek için devlet hem fiziki olanak sağlıyor, hem de öğretmen desteği veriyor.
Kim bilir belki de bu coğrafyanın yerli halkı
"Aborjinler" i yok eden bir geçmişin günah çıkarması bu yapılanlar.
Her ne kadar Aborjinlerden bir özrü esirgeseler de bugün yapılan her şey
insan için... Gezi boyunca bize eşlik eden ve 7 yıldır Avustralya'da yaşayan
Ercan Sakarya şöyle diyor:
"Burada her şey insanın mutluluğu için planlanmıştır." Avustralya'da bugün seçim var! İşte insanı öne çıkartan bu sistemi, bundan sonra kimin yürüteceğine karar vermek için yaklaşık 16 milyon seçmen sandık başına gidiyor.
İktidardaki Liberal Parti 11 yıldır ülkeyi yönetiyor.
Edindiğimiz izlenim ve gazete manşetlerine göre bu seçimde durum değişecek. Yapılan kamuoyu yoklamalarına göre
İşçi Partisi yüzde 52 ile önde... Aralarında Türklerin de olduğu göçmenler, ağırlıkla sosyal demokrat eğilimli İşçi Partisi'ni destekliyor.
Hatta Melbourne'ün yer aldığı Victorya Eyalet meclisinde yer alan iki Türk milletvekili de İşçi Partili...
Melbourne Milletvekili İzmirli
Adem Soyuyürek ikinci kuşak Türklerden... Melbourne'deki yerel parlamentoda konuştuğumuzda seçimlere ilişkin görüşlerini şöyle anlatıyor:
"Uzun zamandır Liberal Parti iktidarda. Verdikleri sözleri yerine getirmediler. Özellikle faizler konusu burada yaşayanlar için çok önemli. Bu kez onlar gidecek gibi görünüyor." Avustralya'da İşçi Partisi, göçmenlere yönelik sosyal politikaların yasalaşmasında ve hayata geçmesinde çok büyük rol oynamış.
O nedenle yaklaşık 120 bin Türk'ün de aralarında bulunduğu yaklaşık 7 milyon göçmenin yüzde 90'ı İşçi Partisi'ne oy veriyor.
Bu seçimlerde İşçi Partisi'nin önde olmasının bir başka nedeni de Liberal Parti'nin 11 Eylül'den sonra özgürlükleri kısıtlayan yasalar çıkarması...
Seçimin ana teması da ağırlıkla bu yasalar ve mortgage sistemindeki faizlerin yüksekliği.
Kısaca bahar aylarını yaşayan Avustralya'da siyasetin gündeminde derin reformlar, kilitlenmiş sorunlar yok.
Belki de bu nedenle ülkede ciddi bir seçim havası da yok.
İki gün boyunca gazeteler dışında seçime ilişkin sokaklarda gördüğümüz tek şey bir billboard'daki ilandı.
Sokaklarda ne bayraklar, flamalar, afişler vardı, ne de meydanları dolduran kalabalık mitingler yapılıyordu.
Sessiz ve iddiasız bir seçim. Avustralya Kültürler arası Diyalog Merkezi Başkanı
Orhan Çiçek şöyle diyordu:
"Burada üç şey fazla hissedilmez. Hükümet, polis ve askerler..."
Yayın tarihi: 24 Kasım 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/24//ovur.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.