Yumurta filmi seyirciden yeterli ilgi görmedi. Bu ilgisizliğin sorumlusu Türk seyircisinin kalitesizliği değil; filmin "
sanat halk için yapılmaz" anlayışı ile çekilmesi. Babam ve oğlum, Mutluluk, Yaşamın Kıyısında, Beynelmilel, Komiser Şekspir, Eşkıya, Dondurmam Gaymak, Takva gibi benim de beğenerek seyrettiğim çok sayıda film nasıl salonları doldurdu? Onlarda sanat yok muydu? Yumurta'nın, "
En iyi sanat yönetmeni" ve "
En iyi görüntü yönetmeni " ödüllerini almasını makul karşılıyorum. Zira, o yavaş akış içinde, kendimi, birbirinden güzel tabloları seyretmek üzere bir sergiye gitmiş gibi hissettim. Al tabloyu duvara as; seyrine doyum olmaz. Ayrıca, Nejat İşler her zamanki gibi şahane bir aktör. Saadet Işıl Aksoy ise, o mahzun halleri ve derin bakışları ile genç yetenek ödülüne gerçekten layık. Ama, Yumurta nasıl "
en iyi senaryo " ödülünü kazandı, anlayamadım. Senaryo ancak, güzel ve sürükleyici bir hikâyesi varsa iyidir. Bana, Yaşamın Kıyısında ve Mutluluk'un hakkı yendi gibi geldi.
Yayın tarihi: 24 Kasım 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/24//haber,36100B6E7838416BB207C640F78E98CF.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.