Emekli askere "akreditasyon"

Yönetmelik deyip geçmeyin... 27 Mayıs darbesini İç Hizmet Yönetmeliği'nin "cumhuriyeti koruma ve kollama" hükmüne dayandırmışlardı. Sonra da, yönetmelikteki bu madde, İç Hizmet Kanunu'na konuldu. Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliği'nin değiştirilerek, emekli askerlerin konuşmasına sınır ge tirileceğini okuyunca, 1960 darbesini dayandırdıkları yönetmelik hükmü aklıma geliverdi.
Değişiklikle ilgili, Genelkurmay Başkanlığı bir açıklama yaptı ve
"Biz kimseyi susturmuyoruz, sadece şahsi tatminsizlik ve bazen de irticai görüşlerin de etkisiyle TSK'ya kin ve nefretle saldıranlara karşı kurumsal tedbir alıyoruz. Bu kişiler, orduevleri, asker gazinolar ve sosyal tesislere giremeyecek" dedi.
Anlaşılıyor ki, basın mensuplarına yönelik akreditasyonun bir benzeri de, emekli askerlere uygulanacak. Kimisi, yönetmelik değişikliğinin Tayyip Erdoğan'ın isteği üzerine gerçekleştiğini sandı. Gerçi, başbakan emekli paşalar için "tahrik memurları" demişti ama, Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamadan da anlaşıldığı üzere, emekli askerler, düşünce özgürlüğü çerçevesinde istedikleri gibi hükûmete atıp tutabilecekler. Sadece, TSK'ya yönelik eleştirilerde bulunamayacaklar.
İki örnek verelim: Meselâ Emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu, Dağlıca baskınıyla ilgili şöyle konuşmuştu: "Zaaf var; istihbarat yok; tedbir alınamamış. Zaaf, ihmal ve tedbirsizliğin hangi kademeye kadar gittiği araştırılmalı. Üst kademeye 'Neden bunun farkına varamadınız?' diye sorulmalı."
Emekli Hâkim Albay Ümit Kardaş: "Siyasetçilerin en büyük görevi askeri kışlada tutmak olmamalı, asker kışlada kendiliğinden durmayı başarmalı. Siyaset yapan asker, topluma da, siyasete de zarar veriyor. Askerin siyasete müdahalesi, tahakkümcü tavrın dışa vuruşu gibi duruyor."
Kısacası, emekli askerler hükûmeti eleştirmeye devam edecekler. Sadece, yukarıda örneklerini verdiğimiz gibi, özeleştiri yapıp, TSK'yı tenkit edenler
"akreditasyonunu" kaybedecek.