kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Kasım 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Televizyon izleyicisi ekrandan ne bekliyor?

Bugün Dünya Televizyon Günü... Geçen yıl bu tarihte, ekranları kirinden, pasından arındırmak için bu sütunlarda Sarı Kurdele kampanyasını başlatmıştık. Kampanyamız, Türkiye'nin en etkin sivil toplum hareketlerinden birine dönüşmüş, büyük bir katılım ve destekle daha birinci haftasını doldurmadan sonuç almıştı. Başta RTÜK olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşların girişimleriyle Sarı Kurdele büyük bir ekran temizliği operasyonuna dönüşmüş, "iri taşlar" süpürülmüştü. Peki şimdi her şey güllük gülistanlık mı? Tabii ki değil. Bugün de ekranda gözümüze batan pek çok çapak var. Dünya Televizyon Günü vesilesiyle, okurlarımızdan gelen eleştiri ve taleplerin ışığında, "acilen" çözüm getirilmesi gereken konuları bir "dilekçe" olarak sektörün ileri gelenlerine ulaştırmanın faydalı olacağını düşündüm. Özetle; bugünkü görevim arzuhalcilik... Umarım yeni kurdelelere ihtiyaç kalmaz. İşte o talepler:
1. Gündüz programlarında sıradan insanların aile mahremiyeti fütursuzca gözler önüne serilmesin. "Örnekleme" yapılacaksa, canlandırma yöntemine başvurulsun. Sabah programlarında "jüri" diye ekrana çıkartılan ünlüler, reyting uğruna kayıkçı kavgalarına tutuşmasın.
2. Gündüz kuşağında ucuz magazin dedikoduları ve yapay polemiklere mümkün olduğunca az yer verilsin. Ekranda görünmeyi hak eden gerçek sanatçılara fırsat tanınsın.
3. Dizi ekranı yaz-boz tahtasına çevrilmesin. İzleyiciye, seyretmeye başladığı program için en az 13 bölüm "devamlılık garantisi" verilsin. Reyting, reklam verenler ve kanal yönetimleri için "tek başına" ölçü olmaktan çıkarılsın.
4. Reklam süreleri makul sürelere indirilsin. Reklam tarifeleri yükseltilsin, kuşak sayısı azaltılıp, süresi kısaltılsın.
5. Naklen maç yayınlarında büyük bir görüntü kirliliğine yol açan sanal reklam uygulamasına kabul edilebilir standartlar getirilsin.
6. Yönetmenlerin, oyuncuların, teknik elemanların ve set işçilerinin hayatlarını tehdit eder hale gelen, yapımlarda özen ve kaliteyi düşüren "80-90 dakikalık dizi" uygulamasına son verilsin.
7. Magazin programları "Kaçma, kovalama, sobeleme" sığlığından kurtarılsın. Magazin kavramı, özel hayatların sınırlarını koruyan, hayatın diğer alanlarını da kapsayan daha çağdaş bir anlayışa kavuşturulsun.
8. Kültür-sanat programları reklam verenler tarafından mali olarak desteklensin. Hatta kamu yararı taşıyan programlara "devlet sübvansiyonu" uygulansın.
9. Tüm televizyonlardaki spiker ve sunuculara "yeterlilik sınavı" uygulansın. "Ehliyeti" olmayan, ekranda bu işi yapamasın.
10. Gurbetçilerimize yönelik yayın yapan, Türk televizyonlarının Avrupa versiyonlarında izleyeni enayi yerine koyan, para tuzağı yarışmalara son verilsin.