Balon etekler karpuz kollar dışarı!

Yoksa siz hâlâ erkeğin kalbine giden yolun midesinden mi geçtiğini sanıyorsunuz. Tamam! Elciklerinizle hazırladığınız nefis bir yemeğin erkeği mest ettiği doğrudur. Ama Evin Ana misali sadece güzel yemek pişirmek yeterli midir? Değildir! Bakın artık hepsinin (erkek milleti yani) gözü açıldı. Ahh ah! Nerede kaldı annemizin zamanındaki erkekler. Onlar saçınızı sarıdan siyaha boyattığınızı bile fark etmezlerdi. (Eskiden buna kızardık değil mi? Kadın milleti işte!) Şimdi sanırsınız hepsi birer moda bekçisi. Ve bu sezon giydiğimizi görmekten nefret ettikleri 3 şey var. Çevremdeki bütün erkeklere sordum: İşte sezonun kara 3'ü.

Saçına ne yaptın?
1: Balon etek: Sezon başında ben de, her modadan beyni yıkanmış kadın gibi, kendime cici mi cici bir balon etekli elbise edinmiştim. Öyle dümdüz gelip eteği altına doğru kıvrılıveriyordu işte. Baloncuk, baloncuk... Sabah işe gitmeden elbisemi giyip sevgilimin karşısına geçtim "Tatlım, nasıl oldum?" Cevap yok! Uzun bir sessizlik... Ben ısrarla, ayağımı yere vura vura "Tatlım? Eee nasıl oldum?" Ondan cevap "Iıııııı iyi!" Kadınların sözlüğünde bu cevap eşittir: "Kötü olmuş ama korkumdan dile gelemiyorum" demektir. Hele o başındaki "Iıııı" yok mu, başlı başına bir kavga çıkartma sebebi! Birileri şu karşı cinse kadınlara söylenmeyecek cümleleri öğretmeli. Özet geçersek, "Saçına ne yaptın?" (Kadınların saçı hakkında "Çok güzel olmuş" dışında bir yorum yapılmaz, yapan yanımızda barınamaz!) "Kilo mu aldın sen?" (Salak mısın sen!), "Kilo mu verdin sen?" (Eskiden kilolu muydum yani?) Bu kısa ve öz bilgiden sonra özetle, balon eteği seven tek bir erkek bile bulmak mümkün değil! Ne zarif, ne tatlı, ne kadınsı, ne çıtır gözüküyor gözlerine. Sadece çocuksu! Gelelim erkeklerin giydiğimizi görmekten nefret ettiği sezonun ikinci favorisine. Huzurlarınızda no 2: Karpuz kol! Biz daha kendimizi cici kız, şeker kız zannedelim. Karpuz kol gömlekleri, bluzları giyip kendimizi havalı hissedelim. Erkekler şişmiş kollara nasıl sinir oluyor, nasıl sevimsiz buluyorlar bir bilseniz! Neden acaba? Hem çocuksu kadınları sevdiklerini söylüyorlar hem de bu çocuksu görüntü karşısında ürperiyorlar. Yoksa 'çocuksu kadınlar'ı gerçekten sevmiyorlar mı? Sevdikleri sevimli kadınlar mı?

Dost başa düşman...
3: Topuklu Oxford ayakkabıları: İşte içim en çok buna yandı! Balon etek ve karpuz kolla ben de kendimi bayramlaşmaya gidecek beş yaşındaki kız çocuğu gibi hissediyorum. Ve anında modayı satıp bir daha asla giymeyebilirim. Ya Oxfordlar! Hani şu yüksek topuklu, zımbalı, bilekte biten mokasenler. Bayılıyorum onlara. Boşuna dememişler 'dost başa düşman ayağa bakar' diye. Erkekler takmışlar sezonun bu en trendi ayakkabılarına. Kaçmış çoraba bakar gibi bakıyor, kızlardan buz gibi soğuyorlar. Sanki biz onların yüksek bel pantolonlarına, her daim gömlek içine atlet giymelerine, tekne misali sivri burunlu ayakkabılarına, Tarabya'da sahneye çıkacak gibi giydikleri payetli gömleklerine bayılıyoruz!