Hararetli Irak tartışmaları ortasında Musul'un statüsü ve Kuzey Irak'ın Türkiye'ye ilhak edilmesiyle ilgili bir haber, içinde görüşleri alınan kaynak tarafından 'hatalı' bulundu. Karışık bir konuya mercek tutuyoruz.
Bu haftaki ana yazıda bir haberde yer aldığı öne sürülen bazı tarihsel hatalara ilişkin, belki bazı okurlara sıkıcı gelebilecek bir değerlendirme var. Şikâyet sahibinin vahim bulduğu hataları ele almak elbette ki görevimiz.
1 Kasım tarihli,
Erhan Öztürk imzalı bir haberde, Kuzey Irak'ta 63 aşiret liderinin Türkiye'ye bağlanmak istediği anlatılmaktaydı. Bu bilgiler ekopolitik.org adlı bir sitede,
Musul Vilayet Konseyi'nin BM daimi temsilcisi, hukukçu
Anton Keller'in verdiği mülakata dayanıyordu. Dört parçalı haberde, başta Musul Vilayet Konseyi olmak üzere, pek çok detay açıklanmaktaydı.
Ancak, hukukçu Anton Keller'e göre haberde hatalar var. Onun itirazları, aşağıda italikle aktardığım haber ifadelerinin her birinin altında yer alıyor:
-
"1925'te Musul, Erbil, Dohok, Süleymaniye, Kerkük ve Diyala 'Musul Vilayet Konseyi' çatısı altında bir araya geldi." Musul Vilayet Konseyi, 1992'de K. Irak'ta yer alan 63 aşiretin liderinin bir araya gelmesiyle oluşturulan bir konsey.
- "
Musul Vilayet Konseyi'ne imtiyaz verildi" Musul Vilayet Konseyi'ne hiçbir zaman verilmiş hiçbir imtiyaz mevcut değildir ve böyle bir imtiyaza hiçbir zaman atıf yapılmamıştır."
- "
İkinci Dünya Savaşı sonrası Musul, Irak devletinin parçası oldu." Cemiyeti Akvam Musul Vilayeti'ni şartlı bir şekilde 1926'da Türkiye'ye değil Irak'a bağladı. Irak, Musul Vilayeti dâhil olmak üzere 1945'te Birleşmiş Milletler'e üye oldu. Irak 1932'de Cemiyeti Akvam tarafından kurulurken Irak uluslararası öneme sahip olan haklar ve yükümlülüklerinin olduğunu kabul etti. Bu haklar ve yükümlülükler değişmeden varlığını sürdürmekte.
- "
63 Kürt aşireti: Türkiye'ye bağlanalım" Musul Vilayet'inin tüm kurucuları 65 Arap, Kürt, Süryani, Türkmen ve Yezidi topluluğundan oluşmaktadır. Konsept Birleşmiş Milletler'ce desteklenen 25 yıl gibi bir uzlaşma ve imar döneminden sonra bir referandum öngörür. Ancak bundan sonra Musul Vilayeti halkı Irak'a bağlı mı kalacaklarını, Türkiye'ye mi, Suriye'ye mi veya İran'a mı bağlanacaklarını yoksa bağımsız mı olacaklarına karar vereceklerdir.
-
"Keller, milletvekillerine, 'aşiret liderlerinin Türkiye'ye bağlanma' isteklerini iletti." MVK temsilcisinin Konsey'e dâhil herhangi bir aşiret reisinin topraklarını Türkiye'ye bağlamak istediği ile ilgili bir bilgi verdiği konusundaki iddia tamamen gerçekdışı propagandadır.
- "
Musul'a girme hakkımız var" 1992 toplantısı da Türkiye'nin K. Irak'a bir nihai müdahale hakkı üzerine değildir. Hâlihazırda internette Yalçın Koçak'a ait Musul vilayeti üzerine herhangi bir rapor bulmak kabil değildir.
Erhan Öztürk'ün cevaplarına da başvurduk. MVK'nin 1925'te kurulduğunda ısrarlı, ancak "1992'ye kadar hiçbir aktivitesi olmamıştır" diye de ekliyor. Aslında, farklı haber ve bilgi kaynakları, Musul Vilayet Konseyi'nin resmiyet kazanmasının başlangıç tarihi olarak 1992 yılını gösteriyor.
Öztürk iki ve üçüncü noktalara itiraz etmiyor. Dördüncü noktayla ilgili olarak da "Irak'ın kuzeyinde yaşayan 63 aşiret, gelip de toplantıyı Ankara'da yapıyorlarsa, Türkiye'nin hamiliğini kabul ediyorlarsa, buna başka bir anlam verilemez. 1992'de yapılan toplantıda bu sözler ifade edildi. Dönemin Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın da bu konuda detaylı bilgisi vardı. Kuzeyde yaşayan aşiretlerin talebi de bu yöndeydi. Şimdi de aynı görüş belirtiliyor" diyor.
Beşinci noktada net bir açıklaması yok Öztürk'ün. Altıncı noktayla ilgili olarak da haklı biçimde, "Sorunun muhatabı 1992'de Ankara'daki toplantıyı organize eden, dönemin ANAP Milletvekili
Yalçın Koçak'tır" diyor.
Sonuç: Dört ve altıncı itirazlar dışında haberde, bulanık olduğu için yanıltıcı ifadeler var. Düzeltmiş oluyoruz. Konu karışık, gerçekten de.
Yayın tarihi: 12 Kasım 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/12//baydar.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.