Pazartesi günü Ankara en azından simgeleri açısından
tarihi sayılacak bir toplantıya ev sahipliği yapacak.
TOBB'un 2005 yılında başlatttığı bir projenin parçası olan Ankara Forumu'nun yedinci toplantısına İsrail ve Filistin devlet başkanları da gelecekler. Mahmut Abbas ve Şimon Peres Çankaya'da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile buluştuktan sonra Meclis'te birer konuşma yapacak.
Dünyadaki en netameli mesele olmayı sürdüren Filistinİsrail çatışmasında hayli kritik bir eşiğe gelindiğinde yapılacak bu zirveden ve ardından gelen toplantılardan pek bir şey çıkması beklenmemeli. Ama Türkiye'yi en azından çok daha olumlu haberlerle dünya gündemine taşıyacağına da şüphe yok.
Amerikan yönetimi 7 yıllık sefil Ortadoğu politikaları sicilini bir nebze olsun düzeltebilmek amacıyla, tüm gücüyle bir barış zirvesi toplamaya çalışıyor. Kendisine
iki beden büyük gelen bir makamda oturan Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice tarafları bir araya getirebilmek için pek çok kez bölgeye gitti. Ancak bütün çabalarına rağmen Annapolis kentinde yapılacak bu zirveye kritik Arap devletlerinin katılmasını henüz sağlayamadı. Kolay kolay sağlayacağa da benzemiyor.
Tarafsızlığı inandırmıyor Bunun başlıca sebebi Arap devletlerinin ABD'nin İsrail ile Filistinliler arasında barışı zorlayabilecek ölçüde tarafsız davranacağına inanılmaması. 2002 yılında dönemin veliaht Prensi şimdinin Türkiye Cumhuriyeti devlet nişanlı Kralı Abdullah tarafından hazırlanan bir plan Arap Birliği zirvesinde kabul edilmişti.
İkinci İntifada'nın en kanlı günlerine denk gelen bu açılıma İsrail cevap vermemiş, Irak'ı işgal heyecanı içindeki Bush yönetimi de zaten konuyla ilgilenmemişti. Bu yılın ortalarında Arap barış planı yeniden canlandırıldı ve gene cevapsız kaldı.
Bu kez de Annapolis konferansının gündeminin ne olacağı ve müzakerelerin hangi esaslara göre başlaması gerektiği konusunda İsrail ile Arap devletleri arasında anlaşmazlık var. Arap tarafı ve Filistinliler
nihai çözümün konuşulmayacağı bir konferansı
beyhude bir çaba olarak değerlendirirken, İsrailliler Konferans'ın
güven arttırıcı boyutuna vurguda bulunuyor. İsrail şiddete son isterken Filistinliler de İsrail'in sürekli Filistin toprağı gaspetmeyi durdurmasını istiyor.
Başarısızlık tehlike doğurur Hamas çağrılmış değil. Suriye çağrıldı ancak gitmesi söz konusu değil. İran'ı baş tehdit olarak gören ve İsrailFilistin çatışmasının bitmesini bölgenin dengeleri ve rejimlerin bekası açısından elzem gören Suudi Arabistan Annapolis'te olmayacak. Bu durumda ve İsrail ve Filistin tarafları arasında bu kadar mesafe varken de Konferans'ın hayırlı bir sonuca varmasını aklı başında kimse beklemiyor.
Bunun da ötesinde Filistin ve İsrail yönetimleri çok zayıf. Mahmut Abbas'ın
işbirlikçi olarak damgalanmasına ramak var. Hamas müzakereye karşı ve Gazze'de giderek güçlenirken başarısızlık halinde Abbas'ı Batı Şeria'da da vurma hazırlığı yapıyor. Son zamanlarda cesur çıkışlar yapan İsrail Başbakanı Olmert'in ise kendi ülkesinde
meşruiyeti çok zayıf. Barışı istemeyenler ise dişlerini gösteriyor. Kudüs sokaklarında barış isteyenlerin en önemli ismi Şimon Peres'in kefiyeli posterleri asılmaya başlamış. Tıpkı öldürülmesinden önce Rabin'inkilerin asıldığı gibi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud el Faysal'ın Newsweek'e söylediği gibi "Konferansı yapıp başarısız olmak tehlikeli bir iş". Gerçekten de yalnızca Bush'un veya Rice'ın prestijini kurtarmak için yapılacak bir konferans faciayla sonuçlanır. Annapolis'ten başarısızlık çıkması halinde kutsal topraklarda barış hiç gelmeyecek bir bahara ertelenmiş sayılır.
Yayın tarihi: 11 Kasım 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/11//haber,2E462016110D4359969C56CB2CE9A3CB.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.