Başbakan
Erdoğan'ın ABD Başkanı
Bush'la görüşmesiyle sınır ötesi operasyonun sınırlı da olsa yapılması kesinleşti.
Anlaşılıyor ki, ABD'nin sağlayacağı istihbarat doğrultusunda sınıra yakın bölgelerde üstlenmiş PKK varlığına ve Türkiye'nin içlerine sızmasına izin verilmeyecek.
Daha uzak noktalarda bulunan terör örgütü elemanları ise
"zamanla izole" edilecek veya asimilasyona uğrayacak.
Bütün bunlar terörün bitirilmesi için
"sınır ötesine" ilişkin alınan önlemler.
Şimdi soru şu: Türkiye'nin bu kadar odaklandığı sınır ötesine dönük beklentileri yerine gelmiş olsa dahi, sınır berisindeki terör sorunu tamamen ortadan kalkacak mı?
Hele ki, terör örgütünün
"siyasi propaganda yapma yetisini" bölgedeki güçlerin de desteği ile ilerlettiği bir dönemde...
Beş kat arttı Devletin güvenlik birimlerinin bu soruya verdiği yanıtın özeti şöyle:
"Geçmişte 5 birimle halledilecek sorunlar, bugün 25 birimlik çaba harcansa da bir anda sonuçlandırılacak gibi değil..." Bundan dolayı Türkiye'nin kendi hedeflerinin de çok net olarak ortaya konulması ve
"Kıbrıs gibi bir milli politikasının" bir an önce oluşturulması gerektiğinin altı çiziliyor.
Peki, TBMM
"milli politikanın oluşturulması" için gerekli zemine sahip mi?
Meclis'te dün ortaya çıkan havayı muhalefetten başlayarak yansıtmak gerekirse...
CHP ve MHP'nin hedefi Ana muhalefet partisi CHP, Başbakanlık'tan dün yapılan açıklamada da vurgulandığı gibi tezkereyle hükümete verilen yetkinin bir an önce kullanılması taraftarı.
Partisinin Meclis grup toplantısı girişinde CHP lideri
Deniz Baykal ile kuliste yaptığımız sohbette bunu şu sözlerle ortaya koydu:
"Başbakan'ın, ABD gezisinden çıkan sonuç çok önemli. Bu konuda hükümeti cesaretlendireceğiz..." Baykal, bu konuda ısrarlı olacağını partisinin grup kürsüsünden de dile getirdi:
"Her kurum yöneticisinin; asker sivil herkesin gelişmelere seyirci kalmayacağını idrak etmesi gerekir..." CHP'nin hedefi belli; hükümetin tezkereyle kendisine verilmiş yetkiyi kullanmaktan kaçınmasının önüne geçmek.
MHP'nin yaklaşımı da CHP ile aynı paralelde.
Nitekim, MHP lideri
Devlet Bahçeli de benzer bir açılım gösterdi ve bir an önce sınır ötesi operasyonun gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı.
DTP'nin paradoksları Diğer muhalefet partisi DTP'nin içi ise karmakarışık.
Irak'ın kuzeyinden 8 erin kurtarılması için girişimde bulunan DTP, paradokslar içinde.
Bir yandan DTP Grup Başkan Vekili
Selahattin Demirtaş'a askerlerin kurtarılması için bizzat hükümetten gelen mesajlara bakıyor.
Diğer yandan üç milletvekilinin K.Irak'a gitmesi sonucu kendilerine yöneltilen suçlamalara...
Buna
"demokratik açılım" deyip kan döken PKK'nın bir kanadından gelen
"Ne işiniz var Meclis'te? İstifa edin, ayrılın" tehditleri eklenince kafa karışıklığı daha da artıyor.
Diyalog arayan parti, üç kanada bölünmüş kendi iç diyalogunu sağlayamıyor.
Meclis'teki bu tablodan da milli politika bugünden yarına çıkacak gibi görünmüyor.
Yayın tarihi: 7 Kasım 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/07//haber,2F64FF2E8FCE41E99F460B57ADC27D8F.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.