Beşiktaş futbol kulübünün hakeme kızarak bundan sonraki ilk maça asıl takım yerine Profesyonelliğe Aday Futbolcular (PAF) ile çıkacağının açıklanması ve taraftarlara maça gelmemeleri yönünde çağrı yapılması yeni bir tartışma başlattı. Bizim konuyu ele alışımız futbol değil, Beşiktaş'ın halka açık bir şirket olmasından.
Milyonlarca dolar ödeyerek satın alınan profesyonel futbolcuların, protesto amacıyla sahaya çıkarılmaması, sportif başarıyı ve halka açık şirketin gelirini olumsuz etkileyebilir.
-
Yan etkisi büyük- Bu hareket belki bazı sonuçlar yaratabilir. Futbolda karar alıcıları, hakemleri, kamuoyunu etkileyebilir. Bu yönüyle amacına da ulaşabilir. Ama halka açık şirketin gelirlerini düşürücü etki yapacağı da açık. Bu da hissedarların ya temettü gelirlerinin azalmasına veya borsada değer kaybına yol açabilir. Nitekim açıklamanın ardından ilk gün Beşiktaş hisseleri borsada yüzde 3.3 düştü.
Yani düşünülen formülün yan etkisi bayağı büyük. Kaldı ki, bu yan etki daha ilk günden belli. Kulüp yönetiminin amacı şirketin kârını düşürmek olmasa da, böyle bir sonucun yan etki olarak doğacağı açık. Bu yönüyle de Beşiktaş yönetiminin resti, gelir kaybı yaratacak hareketin önceden ilan edilerek gerçekleştirilmesine de bir ilk örnek olmaya aday. Beşiktaşlı yöneticiler cuma günü, tersine bir karar almazsa ya da açıklanan gibi bir karar alırsa tabii eğer.
-
İki kanun da engel- Belki sadece futbol kulübü yöneticileri olarak çok şey yapılabilir. Ancak iş 10 binlerce küçük yatırımcısı olan
halka açık şirkete gelince durum çok değişir. Hatta durumun değişmesi için borsa şirketi olması gerekmez, şirketleşmesi de yeterli.
- Çünkü şirketleşmiş bir kulüp aynı zamanda Türk Ticaret Kanunu'na tabidir. 336. maddeye göre en küçüğünden en büyüğüne kadar bütün şirketler ve şirket yöneticileri, sahipleri
basiretli bir tüccar gibi davranmakla yükümlüdür. Şirketlerini bilerek zarara uğratamazlar. Uğratırlarsa, bundan zarar görenler, ilgili taraflar, Sanayi Bakanlığı harekete geçip dava açabilir.
- Sermaye piyasası tarafında da her hissedar hatta şirketin bağımsız deneticisi devreye girebilir. SPK en başından müdahale edebilir. Hatta bir gelir kaybı oluştuğunda bunu doğrudan şirketin yönetim kuruluna idari para cezası olarak da uygulayabilir. Yargı yolu da elbette denenebilir.
-
Başka yöntemler bulunmalı- Yani Beşiktaş'ın
hak aramada kendi gelirlerini ve sportif başarısını azaltacak, halka açık şirkete zarar verecek yöntemler ve yollar tıkalı. Bunun yan etkisi bayağı maliyetli. Bunun için başka yol ve yöntemler bulunmalı.
Örneğin bir takımın hakkını yeterince koruyamadığına inandığında yönetim kurulunun istifa etmesi de yöntemlerden biridir.
Bu olay karşısındaki tutumlarını bilmiyorum ama eğer destek istenirse
keskin Beşiktaşlı taraftar kitlesi olan Çarşı grubunun daha yaratıcı fikirler veya etkili protesto yöntemleri bulması da mümkündür.
- Sonuç- "Gülerek isyan eden, ağlayarak Cehennem'de yanar" Abdullah bin Abbas
Yayın tarihi: 7 Kasım 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/07//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.