Olayı yaşayan arkadaşım, dün telefonda öfke dolu ses tonuyla gördüklerini aktardı.
Tanıklık ettiği olayı, Anadolu'nun büyük ilçelerinden birinin tam ortasında yaşıyor.
Güneydoğu'ya giden otobüsler, ilçe nüfusundan kalabalık bir grup genç tarafından durduruluyor.
Yolcular aşağı indirilip sıraya diziliyor.
Yol kesenler, hepsini hazır ola geçirip İstiklal Marşı okutuyor.
"İçinizde PKK'lı var mı?" yönünde sorular yönelttikten sonra yola devam etmelerine izin veriyor.
Bırakın yolcuları veya çevrede bulunanları herhangi bir güvenlik görevlisi gelip bu gençlere,
"Siz kim oluyorsunuz da yol kesiyorsunuz?" diyemiyor. Benzer olaylar birkaç gündür birçok bölgede yaşanıyor.
Bütün bunlara neden ise
"bir şey yapılmıyor, o zaman biz yapalım" zihniyetinin bazı kesimlere gittikçe hakim olmasından kaynaklanıyor.
Doğru politikalar Oysa şurasını teslim etmek gerekir ki hükümet, çok sayıda şehidin verildiği her iki olaydan sonra olması gerektiği gibi
"serin kanlı" davrandı.
Zemini iyi hazırlanmadan Kuzey Irak'ta bazı yerleri yok edecek askeri harekatın, sorunun çözümüne yüzde 20 oranında katkı yaparken, beklenen faydayı sağlamayacağını hesap etti.
Güç kullanma alternatifini her zaman elinde tutarak diğer alternatiflerle çözüme formül aradı. Böylece uluslararası arenanın desteğini bir daha almayı başardı.
İçerden gelen,
"Hemen elektriklerini keselim, işadamlarımızı geri çekelim" baskılarına da aldırmadı.
Bunları yaptığı takdirde, Türkiye'ye daha sıcak bakan K.Irak'ta yaşayan halkı da teröristin yanına itebileceğini gördü.
İşadamlarının geri çekilmesi durumunda, K.Irak'ta elde edilmiş yaptırımı yüksek dinamik gücü kaybedeceğini fark etti.
Bunun yerine, teröre arka çıkan etnik liderlerin ekonomik ve sosyal kaynaklarını doğrudan kesme yoluna yöneldi.
Sınır ötesi operasyonun hangi zamanda, zeminde ve boyutta yapılacağı kararını da Genelkurmay Başkanlığı'na bıraktı.
Askeri operasyonu yapabilecek gücü olduğunu her adımda uluslararası arenaya hissettirdi. Bunların hepsi hükümetin doğru politikalarıydı.
İçerde başaramadı Ancak seçimde bu kadar büyük kamuoyu desteğini yanına almış hükümet, içerde aynı başarıyı gösteremedi.
Dışarıda başarıyla yürüttüğü psikolojik harekatı, içerde aynı etkiyi yaratacak boyuta taşıyamadı.
Bütün bunların nedeni, geçmişte içinde veya başında bulunanların ağır hatalarının suçunun, kurumsal yapıya yüklenmesi nedeniyle yok olan psikolojik harekat...
Türkiye'nin bugün psikolojik harekatını yönetecek veya kurumlar arası koordinasyonu sağlayacak bir birimi yok...
ASAM'dan Doç. Dr.
Sadi Çaycı'nın da dün vurguladığı gibi
"Devletin yeteneklerini güçlendirecek psikolojik destek birimi çöktü..." Dünyanın her ülkesinde bulunan
"psikolojik harekat yapılanması" yok oldu.
Bundan dolayı bir şeylerin yapılmakta olduğuna içerdekilerin inandırılmasında zorluklar yaşanıyor.
Yol kesenler de orta yerde fink atıyor.
Yayın tarihi: 26 Ekim 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/26//haber,6A29104ECC85425DAEE3E49E9F92D1D1.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.