Zamane çocukları vallahi bir başka oluyor. Maşallah hepsi 'cin!' gibiler. Anne, babaların deyimiyle; "Büyümüş de küçülmüşler!" Halbuki bizim kuşak öyle miydi? Değildi! Yıllarca hiçbir şeye aklımız ermedi. Ermesine de zaten izin verilmedi. En basitinden; bir canlı olarak dünyaya nasıl geldiğimizi bile, lise yıllarında 'biyoloji' dersinde öğrenebilmiştik. O zamana kadar da "Seni dünyaya leylekler getirdi!" safsatasıyla büyüdük. Hem annemizin bu sözüne inandık, hem de havada uçan leyleklere kandık. Ama şimdiki çocuklar hiçbir şeye kanmıyor. Kanmadıklarına da geçen gün şahit oldum. Bir arkadaşımın evindeyiz. Arkadaşımın, 10 yaşında bir oğlu var. Çocuk, Ankara'dan misafir gelen babaannesine sordu: "Babaanne! Sen dedemle sevişerek mi evlendin?" Babaanne, o anda neye uğradığını şaşırdı. Şaşkınlığını üzerinden attıktan sonra da, İç Anadolu şivesiyle dedi ki: "Aman deyim! Get get başımdan oğlum! Bizim zamanımızda aşk mı vardı?" Bunun üzerine haylaz oğlan, babasına döndü ve dedi ki: "Gördün mü baba? Demek ki sen benim gibi aşk çocuğu değil, seks çocuğuymuşsun!" Baba, şaşkınlıktan bizim yüzümüze baktı, biz de tabii ki babanın. O akşam anladım ki; ne, zaman bizim bildiğimiz zaman, ne de çocuklar...
Yayın tarihi: 30 Ekim 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/30/gny/haber,CA1DF4CA9A8A459FBEF3E9248FC8FD8C.html
Tüm hakları saklıdır.