Yolmayın kardeşim

Kaz Dağları'ndaki altın arama serüveni geçen hafta yeni bir boyut kazandı. Gazetelere verilen tam sayfa ilanlarla kamuoyuna kaz muamelesi yapan ve bizi yolmaya kalkanlara edilmesi gereken laflar ve mutlaka sorulması gereken sorular var.

Açıklamada imzası bulunan Madencilik Sektörü Başkanlar Konseyi Başkanı İsmet Kasapoğlu, ilanların Kaz Dağları'nda arama yapan firmaların bilgisi dışında hazırlandığını, Yurt Madenciliği'ni Geliştirme Vakfı Başkanı Güven Önal, ilanın finansmanının firmalar tarafından karşılandığını söyledi.
Hangi açıklamaya inansak, yoksa yazı-tura mı atsak?
Şimdi kendilerine buradan soralım; bu ilanların parasını kim verdi? Vakıf ve Konsey ödediyse yıllık toplam gelirlerini bizimle paylaşırlar mı?

Gelelim ilanlardaki "Sizi kaz gibi yolacağız" fikri uyandıran bölümlere.
Diyorlar ki "Şu ana kadar yapılan sondajlarda kimyasal madde kullanılmadı."
Eğer o sondaj çukurlarını köstebeklere yuva yapmak için açmadılarsa cevher bulduklarında ne yapacaklar? O zaman kimyasal kullanacaklar mı kullanmayacaklar mı?

Araştırmalara göre 1 ton altın için 1 ila 2.5 milyon ton kaya kazılması gerekiyor.
O kayalar kazılır, dev çukurlar açılır, kamyonlar, dozerler için yol yapılırken çevre ne olacak? Milli Park sınırları içinde olmaması kimseye bir bütünü yok etme hakkı veriyor mu?

"Çevre zarar görmeyecek" diyorsanız o zaman şu sorulara da yanıt vermeniz lazım:
Çevreye yayılacak kaya ve silis tozları ne olacak?
Altın ve gümüş üretmek için cevherli kayaları un gibi ufalayıp kapalı tanklarla ya da açık havadaki yığınlara siyanürlü su püskürtmek gerekiyor.
Bu işlemler sırasında havaya karışacak hidrojen siyanür gazının oranı ne?
Bu gazın insanlara ve çevreye zararı var mı yok mu?

Daha cevabı bulunması gereken bir sürü soru var ama önemli bir hatırlatmada da bulunmak lazım . "Bergama sürecindeki çevre eylemcileri aynı isimlerdi" diyenlere Bergama işine destek veren çevrenin de aynı olduğunu hatırlatmak lazım...
Bu kazan daha çok su kaldıracak, şu cevaplar gelsin kalanına yine birlikte bakarız...