kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Ekim 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Bu eller kardeşinin idamından önce eve gönderdiği kanlı ve iltihaplı çamaşırlarını yıkamış. "O elbiselerin görüntüsü bile yapılan işkencelerin kanıtıydı," diye konuşuyor.

Soyergin ailesinin hayatı tamamen değişti

Soyergin'in yakınları yıllar sonra bile o anlara döndüklerinde, hâlâ ürkek ve çekingenler. O yüzden ne isimlerinin bilinmesini istiyorlar ne de fotoğraflarının yayınlanmasını. Soyergin'in mezar taşında bile sadece 'Mustafa oğlu S.S' yazıyor. Ailenin tek erkek evladının bulaştığı işlerin farkına ancak eve yapılan polis baskınlarıyla varmışlar. Takvimler 12 Eylül'den iki gün sonrayı gösterdiğinde Soyergin ailesinin evi yine basıldı ve evdeki küçük kız kardeş alınıp götürüldü. Evlerini talan edilmiş halde bulan anne ve abla, olanları komşulardan öğrendi. Serdar'ın kasığından yaralandığını, bir yüzbaşıyı öldürmekle suçlandığını öğrendiklerinde duyduklarına inanamamışlar. Serdar Soyergin'in işlemediği bir suçtan yargılanmasına beş gün sonra 19 Eylül'de başlanıyor ve ilk duruşmada idam cezasına çarptırılıyor. Ancak ne avukat tutulmasına izin veriliyor, ne olay yerinde bulunmayan silahıyla ilgili sorulara yanıt aranıyor: "Biz Serdar'ı idam kararı verildikten ve dosya Yargıtay'a gönderildikten sonra sadece bir kez görebildik. İki askerin kucağında getirilmişti, uzaktan gösterdiler bize. Cezasının bozulacağına o kadar inanıyordu ki." Sorgu sırasında bacağının kangrene dönüştüğü netleşir. Revire çıkarırlar. Teğmen doktor mahalleden arkadaşıdır. Bacağının kesilmesi gerektiğini söyler. Serdar kabul etmez, sorgucular ve Sıkıyönetim Komutanı da karşı çıkar. Sonradan anlaşılır ki ciddi özürü olan insanlar idam edilemez, doktor arkadaşı özellikle bu nedenle bacağı kesmek ister, Serdar'ın idamını önlemeye çalışır. Soyergin ailesi, idamın gerçekleştiğini radyodan öğrenir: "İnfazın gerçekleştiğini öğrendiğimizde mezarlığa gittik. Cenazesi bize verilmedi, polisler etrafımızı sardılar ve biz Adana'dan ayrılana kadar iki yıl boyunca üzerimize doğrultulan silahlarla yaşadık." Mezarlıktan döndüklerinde kapılarına asılan kâğıdı ise hiç unutamıyorlar: "Bu evde bir terörist yaşıyordu ve idam edildi," içerikli resmi belgeyi hemen yok etmişler. Soyergin'in yakınları biraz da arkadaşlarının desteğiyle, dosyasının yeniden açılmasını istiyor, "Suçsuz yere idam edildi, suçlu bile olsa adil bir şekilde yargılanmalıydı." Bunca yıl sonra "Bir keşkeniz var mı?" sorusunu ise şöyle yanıtlıyor: "Keşke o gün çatışmada ölseydi de, o kadar işkence görmeseydi, 40 gün ölümü bekleyerek yaşamasaydı." Serdar Soyergin'in arkadaşları tarafından Adana Şehir Mezarlığı'nda bulunan mezarı yeniden yaptırıldı ve 26 Ekim'de bütün arkadaşları mezarının başında buluşuyor.