Muhafazakâr gençlik

Gençliğin giderek duyarsız ve politik meselelere ilgisiz mi, yoksa geçmiş nesillere oranla ülke ve dünya meselelerine karşı çok daha duyarlı mı olduğu birçok sohbetin tartışma konusu. Özellikle AKP hükümetiyle gelen değişim süreci gençleri nasıl etkiledi, onlar gelecek ve Avrupa Birliği üyeliği konusunda ne düşünüyor... Bunlar, 2010 yılında dünyada 'genç nüfus oranı en yüksek ülke' olacak Türkiye için cevap bulunması gereken çok önemli sorular aslında. "Devir gerçekten değişti. Değişime seyirci kalmamak lazım," diyen Bilgi Üniversitesi Araştırma Yönetimi Direktörü Umut Sarp Zeylan, bu amaçla bir araştırma grubu oluşturduklarını, 15-24 yaş arası üniversite, lise ve dengi okullarda eğitim gören ve üniversiteye hazırlanan 1014 genç üzerinde bir araştırma yaptıklarını söylüyor. Yüz yüze yapılan görüşmelerden çıkan sonuçlar Eğitimin Değeri ve Gençlik adlı kitapta toplanmış. İstanbul'un toplam 26 ilçesindeki 109 mahallede gerçekleştirilen çalışmadan çıkan sonuçlara gelince... Zeylan, kendilerini en çok şaşırtan sonuçlardan birinin eğitimli gençlik arasında kendini; dine fazla bağlı olmayan, liberal, kendine güvenli, risk alabilen, değişime ve yeniliğe açık, dünyaya ve yakın çevresine duyarlı olarak tanımlayan gençlerin oranının sadece yüzde 12,7 çıkması olduğunu belirtiyor: "Özellikle eğitimli geçliği düşündüğümüzde bu sonuç şaşırtıcı. Bir de 'duyarsız dışlanmış' adı altında toplanan bir grup var ki, dünyevi meselelere ve yakın çevresine tamamen duyarsız, kuşak çatışması yaşayan, kendini dışlanmış hisseden ve en çok televizyon izleyen kesim. Bunlar genelde lise öğrencilerinden oluşuyor. Ve yüzde 23,2 gibi bir oranla çıkıyorlar karşımıza." Bir de 'karamsar muhafazakâr' grubu var, onlar da eğitimli gençliğin yüzde 20'sini oluşturuyor. Bu gençlerin hepsi karamsar, yeniliğe ve dünyevi meselelere kapalı.

DİNİNE BAĞLI, GELENEKÇİ
Ama ilginç olan şu ki; liberaller dışında kalan herkes Türkiye'nin ve ailelerinin geleceğinden umutlu. Zeylan, "Bu gençlerin kendi aileleriyle ilgili hiçbir endişeleri yok. Türkiye için ise daha az endişeliler. Örneğin Türkiye'nin AB'ye girebileceğini düşünenlerin oranı yaklaşık yüzde 50. Türkiye'nin AB üyeliğinin gerçekten gerekliliğine inananlar yüzde 46,8. "Ne önemli ne de değil," diyenler ise yüzde 17,4. Bunun yanı sıra araştırma sonuçları İstanbul'daki eğitimli gençlerin; Türkiye'de insanları en fazla bir arada tutan şeyin 'Müslüman olmak' görüşünde birleştiğini gösteriyor. Din, gençler arasında oldukça belirleyici ve önemli. Zeylan: "Kendini inançlı ve dindar olarak tanımlayan gençlerin oranı yüzde 85 civarında. Oruç tutmak ve dua etmek eğitimli gençler arasında yaygın bir dini eylem."