Aslında
"belli bir ölçüde mahalle baskısı" her zaman ve her yerde vardı. İhtilal dönemlerinde
"askere yakın olmanın getirdiği mahalle baskısı" söz konusuydu.
Parti içinde ise
"liderin yakınında bulunmak" bir başka mahalle baskısı. İşyerinde
"patrona yakınlık." İş dünyasında
"iktidara yakınlık." Şimdi ne oldu da bu
"moda kavram" birden
"tavan" yapıverdi?
İşte
"işin püf noktası" burası. Ya da
"zurnanın zırt dediği yer." Eğer siyasi iktidar eylem ve işlemlerinde
"ölçüyü aşan bir kayırma ve kadrolaşmaya" yönelmezse, kimse mahalle baskısından pek söz etmez.
Bugün devlet kadrolarına yapılan atamalarda, kamu kaynaklarının kullanımında, özelleştirme gibi konularda
"bu çeşit ilişkiler, yakınlıklar" rol oynuyor mu, oynamıyor mu? Eğer
"oynamıyor" deniyorsa...
"Önemli bir mahalle baskısı yok" demektir.
Oynuyorsa da
"var demektir." Olay bu kadar basit.
Ve olay sadece
"kılık kıyafetle sınırlı da değil."
Yayın tarihi: 26 Eylül 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/26//haber,9481F325B9A9476380FA73F2FADC6922.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.