Tarife dışı engeller dünyasına hoş geldiniz!.. Dünya ticaretinin boyutları çoktan değişti. Küresel dış ticaretin merkezi olan
gümrüklere şöyle bir bakıp geçmeyin! Gümrükler, 50 yıl önce
genel bütçeye vergi sağlıyordu. Bugün
dış ticaret politikalarının kullanıldığı en etkin küresel arena oldu.
Gümrükler, ülkeler için
'stratejik.' Örnek verelim. Türkiye ile ABD arasında yapılan Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması'na göre, ABD'nin
İncirlik Üssü'ne getirdiği
silahlara sadece
gümrük memuru bakıyor,
asker bakamıyor.
Önemsiz mi?
Gümrükler, ülkelerin güvenlikleri açısından önemli. Çünkü
para ve
silah dahil her şey gümrük kapılarından geçiyor. O yüzden
150 müdürlük,
20 sınır kapısı ve
8 bin 500 kişinin çalıştığı gümrüklerdeki örgütlenme modeli başlı başına incelenmesi gereken bir konu. Gelin görün ki, Türkiye'de gümrükler yıllardır
iki başlılıktan kurtulamıyor. O yüzden olsa gerek, 'Gümrükler
Gelir İdaresi'ne, gümrük muhafaza
İçişleri Bakanlığı'na bağlanıyor!' yazımız çok heyecan yaratmış. Arayan arayana!.. Elbette herkese söz hakkı vermek lazım ama önce işin uzmanları ne diyor, ona bakmayı tercih ediyoruz.
Gümrükler Eski Genel Müdür Yardımcısı ve
Uysen Danışmanlık şirketinin ortaklarından
Cahit Soysal, "Böyle bir uygulamayla kendi topuğumuza kurşun sıkarız. Böyle bir bölünme ne getirecek ki? Kim, ne yapacaksa yapsın ama gümrükleri tek bir çatıya bağlasın" diyor.
Buyrun tartışmaya!..
Ancak size gümrüklerin niye hassas olduğunu farklı bir pencereden anlatmak istiyorum. Gelin, tanıkların ağzından tam 'Made İn Turkey' işi bir olayı anlatayım.
Ama ilk iş olarak dört yıl öncesine dönelim.
2003'de devletin ilgili tüm birimlere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzalı bir yazı ulaştı. Türkiye,
Filistin Polis Teşkilatı'na hibe olarak
polis üniforması yollayacaktı.
Gereken yapıldı.
Hibe üniformalar yollandı.
Gün oldu devran döndü. 2007 başına gelindi. Vekaleten
Gümrük Müsteşarlığı'nı yürüten
Bülent Erten'e bir bilgi ulaştı. Habur Sınır kapısında 18 tır dolusu askeri üniforma Kuzey Irak'a geçmek üzere bekliyordu. Kuzey Irak'a askeri üniforma çıkışına izin var mıydı?
Konu kritikti.
Gümrük Müsteşarlığı hiç vakit kaybetmedi. Hemen Dış Ticaret Müsteşarlığı'nı aradı. Konuyu sordu. Dış Ticaret Müsteşarlığı,
"Böyle bir izin yok" diye acilen geri dönüş yaptı. Çok kısa bir süre sonra bir milletvekili ve bir belediye başkanı elinde bir yazı Erten'in kapısını çaldı. Yazının altında Başbakan Erdoğan'ın imzası vardı ve
"Bu tip askeri malzemeler sınırdan geçebilir" diyordu.
Erten şaşırdı!..
Ama durmadı.
Bazı birimler harekete geçti. Geçirildi. Konu ve yazı Başbakanlık Müsteşarlığı'na iletildi.
Olaya dönemin Başbakanlık Müsteşarı
Ömer Dinçer el koydu. Anlatıma göre, son derece gizli bir inceleme yapıldı. Başbakan Erdoğan böyle bir yazıya imza atmamıştı. Başbakan Erdoğan'ın imzası bulunan yazı, Filistin Polis Teşkilatı'na yapılan hibe için atılan imzadan başka bir imza değildi. Birileri sessizce 2003'te yazılan bu yazının altındaki imzayı kullanmaya kalkışmıştı. Yapılan inceleme kamuoyuna açıklanmadı.
Hiç vakit kaybetmeden olaya el konuldu. Üniformalar geri çekildi.
Daha ne olsun.
Bu işi takip eden milletvekili ise artık Meclis'te değil!.. Fakat belediye başkanı yerinde oturuyor.
Sorarım size, en yakın tanıkları tarafından bana anlatılan bu olay kadar gümrüklerin hasassiyetini başka ne anlatabilir ki?
Yayın tarihi: 6 Eylül 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/06//okur.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.