kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Eylül 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Pazar SABAH 
BALÇİÇEK PAMİR

Kocalarının aldattığını biliyor, susuyorlar

Türk Diplomat Kızı kitabıyla adından söz ettiren emekli başkonsolos kızı Selin Tamtekin'in sözleri hayli ilginç: "Kitapta anlattıklarım kendi seçimlerim yüzünden başıma gelenler. Yani ben kaşındım. Ama insanın bazen kaşınmadan da başına gelenler oluyor. Yaşadıklarımı önermiyorum.".
GEÇEN haftanın en çok konuşulan haberlerinden biri kuşkusuz "Türk Diplomat Kızı" isimli kitaptı. Emekli başkonsolos Yüksel Tamtekin'in kızı Selin Tamtekin'in kitabını tanıttığı röportajı ortalığı karıştırdı. Tamtekin'in 17 yaşından beri yalnız yaşadığı Londra'da, en genci 40 yaşında olan sevgililerini anlattığı kitabı bazılarını rahatsız etmiş olacak ki, Tamtekin yeni bir iddia ile ortaya çıktı. Kitap tamamen kurgu. Bir kadının yaşadıklarını böylesine ifşa etmesi... "Cesaret ister," diye düşünürken yalanlamaları okudum. Büyük bir hayalkırıklığı tabii. Bir röportajcı olarak en nefret ettiğim şeylerden biri, sözünün arkasında durmayanlar. Hem konuşuyor hem de mağduru oynuyorlar. Kimse sizinle zorla röportaj yapmıyor. Kimse boğazınıza bıçak dayayarak "Konuş," demiyor. Önce en genci 40 yaşında erkeklerle beraber oluyorsunuz. Kime ne? Oturup onlarla yaşadıklarınızı kitap haline getiriyorsunuz. O zaman ilgimizi çekiyor tabii. Ardından kitabı anlatan bir röportaj veriyorsunuz. Sahte isim kullanıyor ama nedense(!) fotoğraf çektirmekten çekinmiyorsunuz. Röportajda coşuyorsunuz. Yayınlanınca... "Bunlar benim hayatım demedim ki, tamamen kurgu," diyorsunuz. İşin daha da kötüsü yalanlamayı da rakip gazeteler üzerinden yapıyorsunuz. Hep merak etmişimdir, rakip gazetede o haberi yapan sormaz mı? "İyi de siz bunları söylemediniz mi?" diye... SABAH'tan Hande Şarman son günlerin en çok konuşulan röportajına imza attı. Yaptığı güzel işin başka mecralarda yalanlanmasına dayanamadım. Selin Tamtekin'in röportajında yer darlığı yüzünden yayınlanmayan bölümleri aşağıda. Üstelik ses kayıtları da mevcut. Lütfen siz karar verin kim yalan söylüyor!
- İstanbul'un en zengin ailelerinden birine mensup, o yılın en başarılı futbol takımını yöneten bir iş adamı.. Londra'da okumuş. Evliliğinde de turnayı gözünden vurmuş. "TC hudutlarında yaşayan en kaba, aşifte kadınlarla ilişki kurardı," diye anlatıyorsunuz. Birilerinin hayatını kaydırmaktan korkmuyor musunuz? - O ortama girdiğinizde görüyorsunuz ki evlilik dışı ilişkiler çok yaygın. Erkeklerde şu var... Zenginse karısını görmüyor bile. Daha da ilginci, bunu karılarının da biliyor olması. Biliyor ama susuyorlar. İşlerine gelmiyor biliyor olmak. Ya para yüzünden ya da sosyete dünyasının bir parçası olmaya devam edebilmek amaç. Bazıları da psikologlara gidiyor ama sonuçta hemen hiçbiri ayrılamıyor o kocalarından. - Biri çıkıp da "Bu benim kocamdan bahsediyor!" deyip ortalığı ayağa kaldırır diye düşünmediniz mi hiç yani? Birilerinin hayatı kararabilir. - Zannetmiyorum çünkü zaten bu insanlar sansasyonlarla yaşıyor. Beni de biraz daha az severler, ne yapayım yani?.. - Bay Popüler?.. Hafta içi her akşam 21.00'de herkesin izlediği, hiperaktif bir tahmin edebilir. Ya kendisi kitabı okuyup size kızarsa, "Niye özel şeylerimi anlatıyor?" diye... - Düşünüyorum da mesela ben olsam, kesinlikle ortalara çıkmam, susarım. Bence kitapta kendisini bulanlar da susmalı. Eğer "Bu benim," derseniz, hakkınızda yazılanları da kabul etmiş oluyorsunuz. - Yaşadığınız deneyimleri genç kızlara tavsiye eder misiniz? - Kitapta anlattıklarım kendi seçimlerim yüzünden başıma gelenler. Yani ben kaşındım. Ama insanın bazen kaşınmadan da başına gelenler oluyor. İnsan her zaman ileri gitmeye ve ileri bakmaya çalışmalı. Her şey insanın elinde. Kolay değil ama insan kendi şansını yaratıyor. Yaşadıklarımı önermiyorum. Bunlar sadece oldu. Şu an ben hayatımı bu şekilde yaşamıyorum. Tavsiye edebileceğim bir şey yok. Gelişmem ve büyümem için bunları yaşamam gerekiyormuş. - Annenizin kitaptan haberi var mı? - Yok o da bilmiyor. Onu da suç ortağı etmek istemedim. - Yaşadıklarınızı biliyor mu? Paylaşır mısınız? - Yaşadıklarımı da bilmiyor. Çok şaşırabilir. Hatta benimle bir daha asla konuşamayabilir. Eğer ailem benimle konuşmazsa çok üzülürüm. Bir yandan da düşünüyorum; 77 yaşında bir adamın kolay hazmedebileceği şeyler değil. Eğer buna "Benim yaşadıklarım," olarak değil de, kitap olarak bakabilirse keyif bile alabilir. Ama biraz zor gözüküyor. - İnsanlar yazılanların gerçek olup olmadığını merak eder. Bu kitapta yazılanlar gerçek. İnsanlar sizi hırpalayabilir. Aileniz sizinle görüşmeyebilir... Bunları göze alacak kadar çok mu yazmak istediniz? - Yazmaya başladım ve inanılmaz bir keyif aldığımı fark ettim. Sonuçta bunları yaşadım. Ailemi ve bazı insanları kıracağım, ama ne yapayım ki bu benim. Sonuçta kimseyi öldürmedim! Yazma isteğim çok güçlü. Kendi dünyamda bu kadar zevkli bir zaman geçirmek bence bir lüks. İkinci kitaba bile başladım.