Sıra gazetecilerin donuna mı geldi?

Geçen hafta aldığım maillerin büyük çoğunluğu "G-string tartışması konusunda ne düşünüyorsunuz? G-string giyince siz ne hissedersiniz?" sorularını içeriyordu. Hepsine aynı cevabı yazdım. "Hiç düşünmedim, hatta konuyla hiç ilgilenmedim." Mail sayısı arttıkça, meslektaşlarım kalem oynattıkça mecburen ilgilenmeye başladım. Başladım ama başka türlü. Şimdi soruyorum. Her şey bitti de, sıra gazetecilerin donuna mı geldi? Okuyucular "Ne hissediyorsunuz?" diye sorarken aslında g-string giyip giymediğimi öğrenmeye çalışıyorlar. (Üstelik hepsi erkek değil!) Öyle sınıflayacaklar. Giyen ya da giymeyen. Sevişen ya da sevişmeyen. Bu işi bilen, bilmeyen... Nasıl bir saygısızlıktır bu? Bundan sonra her röportaj yaptığım kişiye, hangi tip don giydiğini de sorayım bari. Maksat okuyucu memnun olsun! HHH Aslında normal karşılamak lazım. Restoranına gelen bir ünlüyü gizlice kameraya çeken bir karı-koca profili var. Bu profil aslında bütün Türkiye'yi özetliyor. Artık herkes birbirinin özelini gözetlemek istiyor. Herkes röntgenci, herkes merak ettiklerinin peşinde. Bu arada merak etme güdüsünü edepsizliğe vardırıyoruz. Hayatımız başkalarının özellerini dikizlemek olunca... Gazeteci hangi donu giyiyor, merak ediliyor tabii. Niye erkek gazetecilerin hangi tür iç çamaşırı giydiği konuşulmuyor? Slip mi giyerler, yoksa paçalı mı? Belki donsuz gezeni de vardır. Aslında inat diye yazıyorum, yoksa bilmek falan istemiyorum. Varsa yoksa kadın gazeteciler ve onların özelleri. Mecburuz ya her şeyimizi yazmaya. Sanki kadın gazeteci olunca başka konu hakkında kalem oynatamayız. Ya da oynatsak da okunmayız. Bir gazeteciye "Siz hangi tip iççamaşırı giyiyorsunuz?" diye soran yüzlerce mesajın bu zihniyetin ürünü olduğunu düşünüyorum. İşin çivisi sadece magazin dünyasında çıkmış değil yani! Medya da buna dahil.