İzmirli keman sanatçısı Özlem Adıgüzel, dünyaca ünlü La Scala Tiyatrosu Orkestrası'na katılarak, bu tiyatroda çalan ilk Türk müzisyen oldu.
Adıgüzel, Milano'daki ''Teatro alla Scala''nın İtalya'nın en büyük, dünyanın ise önde gelen tiyatrolarından olduğunu belirtti.
Arena di Verona Orkestrası'nda çalıştığı sırada açılan sınavda başarılı olarak bu tiyatro orkestrasına dahil olduğunu anlatan Adıgüzel, orkestranın dünyanın en önemli şefleri ve sanatçılarını barındırdığını, burada çalmanın kendisini çok heyecanlandırdığını ifade etti.
Adıgüzel, ''Bir müzisyen olarak bu mesleğin zirvesindeki bir orkestraya dahil olmak gurur verici. Orkestrada ağırlığı Avrupa'dan olmak üzere çeşitli ülkelerden müzisyenlerle ortak müzik yapmak heyecan verici. 1778 yılında kurulan tiyatroda çalan ilk Türk müzisyen olmak, gurur verici.Bu durum beni sevindiriyor ve ayrı bir sorumluluk veriyor'' dedi.
Dünyanın en ünlü sopranoları arasında yer alan Leyla Gencer'in bu tiyatroda halen ders verdiğini belirten Adıgüzel, La Scala'ya kabul edilmesi sonrası karşılaştıkları Gencer'in kendisini kutladığını söyledi.
MÜZİK KARİYERİ
2005 yılında vefat eden babası Ali Adıgüzel'in Güney Deniz Saha Komutanlığı Bandosu Şefi olduğunu, müzikle iç içe bir ortamda büyüdüğünü belirten Adıgüzel, keman çalmaya 11 yaşında İzmir Devlet Konservatuvarı'nda Candan Nicolai ile başladığını, 1987 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı'ndan en yüksek dereceyle mezun olduğunu anlattı.
Fransa'daki Genç Akdenizliler Orkestrası'nda çaldıktan sonra Norveç'te orkestra eğitimi gördüğünü, daha sonra Maryland Üniversitesi'nden burs kazandığını ifade eden Adıgüzel, bundan sonraki dönemde çalışmalarını İtalya'da Cristiano Rossi ve Dora Schwartzberg ile devam ettirdiğini söyledi.
İtalya'da Da Cameristi Lombardi, Artura Toscanini orkestralarında çaldığını, resital ve oda müziği konserleri verdiğini, 1998 yılında Arena di Verona Orkestrası'nın açtığı yarışmada birçok Avrupalı müzisyeni geride bırakarak kadrolu keman sanatçısı olduğunu kaydeden Adıgüzel, 2007 Mayıs ayında La Scala Tiyatrosu'nun açtığı sınavda da başarılı olarak bu orkestraya dahil olduğunu belirtti.
Mayıs ayında sahneye konan Shastakovich'in ''Lady Macbeth'' operasıyla başladığı La Scala'da, Lorin Mazzel, George Pretr, Ricardo Chailly, Oren gibi ünlü şefler, Pavarotti, Andrea Bocelli, Domingo gibi ünlü tenorlarla ve Slomo Mintz, Kavakos gibi ünlü kemancılarla birlikte çalışma fırsat yakaladığını söyleyen Adıgüzel, dünyada alanında en iyilerle aynı ortamda bulunmanın kendisini motive ettiğini ifade etti.
''TEK ÜZÜNTÜM BABAMIN BENİ GÖREMEMESİ''
Müzik kariyerinde vefat eden babasının büyük etkisinin olduğunu belirten Adıgüzel, ''Benim için çok büyük planları vardı. Vefat ettiğinde Verona Orkestrası'nda çalıyordum. Şu anda tek üzüntüm babamın beni La Scala'da çalarken görememesi'' diye konuştu.
Türkiye'de müzik eğitiminde kalite sorunu olmadığını, ancak yetenekli gençlere yeterince fırsat tanınmadığını ifade eden Adıgüzel, şöyle konuştu:
''Türkiye'de yetişen çok başarılı sanatçılar var. Avrupa'nın hemen her ülkesinde çalıyorlar, tüm dünyaya isimlerini duyuruyorlar. Çok kabiliyetli gençlerimiz var, fırsat yaratılırsa uluslararası anlamda büyük başarılar elde edebiliriz. Özellikle bu gençlerin yurt dışına açılması konusunda desteğe ihtiyaçları var. Yurt dışı fırsatı yaratılırsa uluslararası anlamda büyük başarılar elde edebiliriz. Ama burs fırsatları yetersiz kalıyor.''
Adıgüzel, şu anda İtalya'da müzik kariyerini geliştirmeyi hedeflediğini, ancak gelecekte Türkiye'ye dönerek, çocuk ve gençlere eğitim verme fikrinin de sıcak geldiğini sözlerine ekledi.
(AA)
Yayın tarihi: 21 Ağustos 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/21//haber,34E6D30BBE2C40FC837BECFCA954C322.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.