kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Ağustos 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Teknoloji ve sanat iç içe..

BEN böyle bir mimari görmedim.. McLaren'in Londra'daki Teknoloji Merkezi'ne giderken böyle bir şeyle karşılaşacağım aklıma bile gelmezdi..
Bu nasıl bir mimaridir, böyle bir yerde çalışmak nasıl bir mutluluktur, anlatmam mümkün değil..
Londra'nın epey dışında ana yoldan ayrıldıktan sonra, muhteşem bir bahçeye girdi aracımız.. Sonra o enfes göleti ve kenarındaki yapıyı gördük.. Nasıl bir estetik ve tasarım şaheseri..
Burası neticede McLaren arabalarının imal edildiği bir mekân ve onun temeli, araştırma geliştirme merkezi.. Yani nerden bakarsanız, fabrika..
Ama değil.. O dışardan baktığınızda sizi büyüleyen mimari görüntü, içerde daha da müthiş devam ediyor.. İç tasarım da muhteşem..
100 metreye 200 metre gibi bir yapı. 57 bin metrekarelik ofis alanı var. Ama yüksekliği 11 metre.. Neden?.. Neden dikine yükselmemiş de, toprak üzerine yayılmış, gezerken anlıyorsunuz.. Bu fabrikanın hemen her yeri, gün ışığı ile aydınlanıyor..
Gün ışığında çalışmak, insanın moralini nasıl etkiler bilirsiniz.. Verim nasıl artar?.. Bir de, yapay, üretilmiş ışık kullanımını azalttınız mı, hele bu küresel ısınma dehşeti günlerinde, çevreci oluyorsunuz..
Dört bir yanı ve tavanı camlarla gün ışığına açık yapı, bir yarım ay.. Göletle beraber dolunay oluyor. Gölet süs değil sadece.. Bu büyük yaygın binanın soğutulmasında kullanılıyor, işlevli..
Bina ve gölet gene dünya güzeli bir bahçenin içinde yer alıyor. 100 bin ağaç dikilmiş.. Dünyadan özel getirilmiş, 100 bin ağaç.. Türkiye'den fındık, Himalayalardan Huş, Norveç'ten akağaç, İskoçya'dan çam..
Yetmedi.. 33 dönümde, vahşi doğa var. Gene tüm dünyadan toplanmış, vahşi çiçekler, bitkiler.. Bir botanik parkının içindesiniz yani.
Şimdi her sabah kalkıp, iş diye böyle bir yere gitmek nasıl bir mutluluktur, düşünebiliyor musunuz?.
Ve de fabrika diye böyle bir yer kuran patron kafası farkını görebiliyor musunuz?.
Binayı ünlü İngiliz Mimar, Lord Norman Foster dizayn etmiş.. Londra'ya gidenler bilirler, uçak inişe geçince de görülür, hani bir cam bina var, mavi mor renkli, burgu gibi dikine yükselen.. Bence en büyük mimari zevksizliklerinden biridir.. Bu ikisinin ayni kafadan çıkmış olması.. Pes!..